Yaşlı Yetişkinlerde Yabancı Dil Öğrenmenin Bilişsel Faydaları
Yaşlı Yetişkinler için Yabancı Dil Öğrenmenin Bilişsel Faydaları
Ana dilin yanı sıra bir yabancı dil öğrenmenin, yaşlı yetişkinler için pek çok bilişsel fayda sağladığı uzun zamandır bilinmektedir. Araştırmalar, Alzheimer hastalığının başlangıcını tek dilli bireylere kıyasla beş yıla kadar geciktirebileceğini göstermektedir. Çift dil konuşan deneklerin beyinlerindeki bazı kritik bölgeler arasında daha fazla işlevsel bağlantı tespit edilmiştir. Bu durum, iki dil arasında geçiş yapmanın ve her iki dili de aktif bir şekilde kullanmanın beyin üzerindeki olumlu etkileri ile ilişkilidir.
Profesör Daniela Perani, bu durumu şöyle özetliyor: “Her iki dil de ne kadar uzun süre kullanılırsa, beyin üzerindeki olumlu etkisi o kadar artar. Yani mesele sadece iki dil bilmek değil, ömür boyu boyunca sürekli ve aktif olarak her iki dili de kullanmaktır.” Araştırma sonucunda, “Demansın başlangıcının geciktirilmesi modern toplumların önceliklerinden biridir.” ifadesi ile Alzheimer’a karşı mücadelede çok dilliliği teşvik eden sosyal programların hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Bilingualism dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, Concordia Üniversitesi araştırmacıları, beynin dil ve yaşlanma ile ilişkili alanlarındaki beyin direncini incelemek için nörogörüntüleme yöntemlerine başvurdu. Araştırmada, Alzheimer hastalığı olan çift dilli bireylerin hipokampüslerinin, yaş, eğitim, bilişsel işlev ve hafıza açısından eşleştirildiğinde tek dilli bireylere göre belirgin bir şekilde daha büyük olduğu bulunmuştur.
Çalışmanın baş yazarı olan doktora adayı Kristina Coulter, “Beyinde öğrenme ve hafıza için kritik bir bölge olan hipokampüste, Alzheimer’dan önemli ölçüde etkilenen bireylerde bile daha fazla beyin maddesi olduğunu gördük.” dedi. Araştırmacılar, bilişsel olarak normal olan, öznel bilişsel gerileme veya hafif bilişsel bozukluk riski taşıyan ve Alzheimer teşhisi konmuş olan tek dilli ve çift dilli yaşlı bireylerin beyin özelliklerini karşılaştırdı.
- Tek dil bilen bireylerde hafif bilişsel bozukluk ve Alzheimer arasında hipokampal atrofi kanıtı bulunurken,
- Alzheimer gelişiminin seyrinde çift dilli bireylerde hipokampal hacimde herhangi bir değişiklik gözlemlenmemiştir.
Coulter, “Alzheimer ile ilgili alandaki beyin hacmi, sağlıklı yaşlı bireylerde, iki risk durumunda ve çift dilli katılımcılardaki Alzheimer hastalığı grubunda benzerdi. Bu, iki dil bilmenin bir çeşit ‘beyin bakımı’ olabileceğini gösteriyor.” şeklinde ifade etti. Phillips ise, “Birden fazla dil konuşmak, beyin sağlığını destekleyen bilişsel ve sosyal olarak meşgul olmanın çeşitli yollarından biridir. Bu araştırma, bilişsel olarak normal olan bireylerden Alzheimer’a yakalanma riski daha yüksek olanlara ve gerçekten hastalığa yakalanmış olanlara kadar, demans riskinin sürekliliği boyunca iki dil bilmenin beyin yapısı üzerindeki potansiyel etkisini inceleyebildiği için benzersizdir.” dedi.
Concordia araştırmacılarının gelecekteki çalışmaları, çok dilli olmanın beyin ağları üzerinde benzer olumlu etkilere sahip olup olmadığını araştırmayı hedeflemektedir. Bu bulgular, dil öğreniminin yaşlı bireylerin bilişsel sağlıkları üzerindeki önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.