Yaşam

Yasın Beş Aşaması: İnkâr, Öfke, Pazarlık, Depresyon ve Kabullenme

İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme… Bu duygular, yas sürecinin beş temel evresi olarak kabul edilir. Yaşadığımız kayıplar ve üzücü olaylar sonrasında pek çok insan bu aşamalardan geçtiğini hisseder. Hatta bazı büyük şirketlerin önemli değişiklikler yaparken bu evreleri dikkate alarak adımlar attığı söylenmektedir.

İsviçreli psikiyatrist Elisabeth Kübler-Ross, 1969 yılında yayımlanan “Ölüm ve Ölmek Üzerine” adlı kitabında, ölüm teşhisi konulan hastaların hangi duygusal aşamalardan geçtiğine dair bir sınıflandırma oluşturmuştur. Bu aşamalar şunlardır:

  • İnkâr: “Hayır, bu benim başıma gelemez, bu doğru olamaz.”
  • Öfke: “Neden ben? Bu adalet mi?”
  • Pazarlık: “Eğer farklı davranırsam, sonuç değişir mi?”
  • Depresyon: “Ölüme hazırlık süreci, derin bir hüzün.”
  • Kabullenme: “Uzun bir yolculuğun son durağı.”

Kübler-Ross, bu aşamaları “savunma mekanizmaları, zor durumlarla baş etme yolları” olarak tanımlamıştır. Kitabında her bir aşamaya detaylı bir bölüm ayırmış olsa da, bu süreç yalnızca beş evre ile sınırlı değildi. Şok, hazırlık ve umut gibi başka 10-13 aşama da mevcuttu. Oğlu Ken Ross, annesinin herkesin bu evreleri ve bu sırayı takip edeceği fikrinde olmadığını belirtmektedir. Elisabeth Kübler-Ross, “Yas ve Yas Tutma Üzerine” adlı son kitabında, evreler teorisinin “karmaşık duyguları düzenli paketlere koymayı amaçlamadığını” ifade etmiştir.

Teorinin Popülerliği

Teorinin Popülerliği

Ancak bu eser yayımlandıktan kısa bir süre sonra, en çok satanlar listesine girdi ve “beş evre” teorisi hızla yayılmaya başladı. Doktor ve terapist eğitimlerinde bu teorinin kullanılması, hastalara ve ailelerine bilgi verilmesinde temel bir referans haline geldi. Öyle ki, Uzay Yolu (Star Trek) ve Susam Sokağı gibi televizyon dizilerinde bile bu evrelere atıfta bulunuldu. Yüzlerce sanatçı ve müzisyen bu teoriden ilham aldı; karikatürlerde bile mizah konusu oldu. Ayrıca, Boeing ve IBM gibi birçok büyük şirket, önemli değişim süreçlerinde çalışanlarını yönetmek için Kübler-Ross Değişim Eğrisi adını verdikleri bir yöntemi benimsedi.

Kübler-Ross ile birlikte “Yas ve Yas Tutmak” adlı kitabı yazan David Kessler, bu teorinin milyonlarca insanın koronavirüs salgınına karşı gösterdiği tepkilerde de kendini gösterdiğini vurgulamaktadır.

Yol Haritası Olarak Bakmak

Yol Haritası Olarak Bakmak

Columbia Üniversitesi Kayıp, Travma ve Duygu Laboratuvarı’nın başkanı klinik psikoloji profesörü George Bonanno, bu modelin “bir yol haritası” olarak görülmesi gerektiğini belirtmektedir. “İnsanlar acı çekerken ‘Bu ne kadar sürecek? Bana ne olacak?’ diye merak ederler. Tutunacakları bir şey ararlar. Evreler modeli de bu ihtiyacı karşılıyor,” demektedir. Sosyal psikoloji uzmanı Charles A. Corr, evreler modelinin, yas sürecindeki bireyleri kategorize etmek için kolay bir yol sunduğunu ifade ediyor. Ancak Bonanno, bu sınıflandırmanın bazen zararlı olabileceğine de dikkat çekiyor: “Bu aşamalardan geçmeyen insanlar, çoğu insanın öyle olduğunu söyleyebilirim, üzüntüyü ve yas sürecini yanlış deneyimlediklerini düşünebilirler. Bu da onları terapiste gitmeleri gerektiği sonucuna götürebilir.”

Uzmanların Yorumları

Aslında, üzüntünün ve yasın beş aşamalı olduğuna dair somut bir veri mevcut değildir. 2007 yılında gerçekleştirilen bir araştırmada, yakınını kaybetmiş bireylerle yapılan mülakatlarda, Kübler-Ross’un sıraladığı aşamalar farklı kombinasyonlar halinde gözlemlenmiştir. İnkâr (ya da inanmama) duygusu düşük seviyelerde, en baskın duygunun ise bu aşamalarda yer almayan “özlem” olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırma, tüm aşamalarda en baskın duygunun kabullenme olduğunu ortaya koymuştur. Ancak bu çalışma, seçici örnekleme ve bulgularını aşırı abartma suçlamalarıyla eleştirilmiştir.

David Kessler, akademik tartışmalar devam etse de, karşılaştığı yas ve üzüntü yaşayan bireylerin bu teoriyi hâlâ anlamlı bulduklarını belirtmektedir. Charles Corr, eğer Kübler-Ross, sınıflandırmayı yaparken “evre” veya “aşama” kelimelerini kullanmamış olsaydı, belki de bugün daha fazla kabul göreceğini ifade eder. Corr, tıbbi semptomlar gibi beş sabit aşamadan bahsetmenin, Kübler-Ross’un çalışmalarından çıkarılması gereken asıl dersleri gölgelediğini düşünmektedir. Kübler-Ross, ölüm hakkında insanların daha rahat konuşabilmesi gerektiği görüşündeydi. Amacı, ölümcül hastaların ve yakınlarının bu durumla başa çıkabilmelerine yardımcı olmaktı. Ayrıca, yaşamın sonlu olduğunu ve mümkün olduğunca iyi yaşamak gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.

Farklı Teoriler

David Kessler’e göre, yas ve üzüntünün anahtarı anlamlandırmada yatmaktadır. Kessler, bunu Ross’un ailesinin izniyle onun evreler listesine altıncı bir evre olarak eklemiştir. “Anlam bulmanın milyonlarca farklı yolu var,” diyor. Örneğin, “Sevdiğim kişinin ölümü beni daha iyi bir insan haline getirdi” veya “Onun ölümü olmaması gereken bir şekilde oldu, bu yüzden dünyayı daha güvenli bir yer haline getirmem lazım ki başkaları aynı şekilde ölmesin” gibi anlamlandırma çabaları buna örnek teşkil ediyor. Farklı araştırmalar ise yas sürecinin iki aşamalı olabileceğine işaret etmektedir.

Elisabeth Kübler-Ross, 2004 yılında 78 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Charles Corr, Hollandalı araştırmacılar Margaret Stroebe ve Henk Schut‘un geliştirdiği “ikili süreç modeli”ne dikkat çekmektedir. Bu modele göre, yas sürecindeki bireyler kayıplarını hazmetme ile hayattaki yeni zorluklara hazırlık arasında gidip gelirler. Bonanno ise yas süreci için dört farklı yön belirlemiştir: Çoğu insan dayanıklılık gösterirken, bazıları kronik yas bürünüp yıllarca ondan kurtulamaz, bazıları daha önce yaşadıkları depresyonun tekrar nüksettiğini, bazıları ise sevdiklerini kaybettikten sonra ruh hallerinde bir iyileşme olduğunu hissedebilir. Bonanno, çoğunluğun sonunda bu durumdan çıkıp normale döneceğini belirtmektedir; ancak bu sınıflandırmanın yasın evreleri teorisi kadar net olmadığını da kabul etmektedir. Yas, kontrol edilmesi zor ve rahatsız edici bir süreçtir. Uzmanlar, yanılsama bile olsa, bu süreçten çıkış yolu ile ilgili bir yol haritasının varlığının insanları rahatlatabileceğini ifade etmektedir. Ancak, bu süreç herkes için farklıdır ve her bireyin kendi çıkış yolunu bulması gerekmektedir.

Elisabeth Kübler-Ross Kimdir?

Elisabeth Kübler-Ross Kimdir?

Time dergisi, 1999 yılında Elisabeth Kübler-Ross’u 20. yüzyılın en önemli 100 düşünürü arasında sıralamıştır. Yasın beş evresi teorisi ile tüm dünyada tanınan Kübler-Ross, daha sonra çalışmalarının merkezine “Ölümden sonra neler oluyor?” sorusunu almıştır. Ölümden dönen insanlar ve ruhlarla bağlantı kuran medyumları araştırmaya başladığında, mesleki itibarını kaybetmeye başlamıştır. 1979 yılında, bağlantılı olduğu Jay Barham adlı bir medyumun adı kadınların taciziyle ilgili bir skandala karışmıştır. 1980’lerde ABD’nin Virginia bölgesinde, bölge sakinlerinin itirazlarına rağmen ölmek üzere olan AIDS hastaları için bir huzurevi kurmuştur. Çiftlik evi 1995’te yıkılmış ve Kübler-Ross, felç geçirmiştir. Arizona’daki oğlu Ken’in yanına taşınarak son yıllarını orada geçirmiştir. Amerikan televizyonunun ünlü ismi Oprah Winfrey ile yaptığı son mülakatta, kendi ölümü ile ilgili duygularını “sadece öfke, öfke, öfke” olarak ifade etmiştir. Ken, “Ne yazık ki kamuoyu onun kendi aşamalarını yaşamasını istemedi. Ölüm döşeğindeki birinin hemen durumu kabullenmesini bekledi, ama hepimiz yas ile farklı şekillerde başa çıkmaya çalışıyoruz,” demektedir.

* Bu haber BBC Türkçe’de ilk kez 5 Temmuz 2020’de yayımlanmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu