Östaki Borusu Yetersizliği ve Kulak Tüpü Uygulaması
Östaki Borusu Yeterli Çalışmadığında Kulakta Sıvı Birikimi Oluşuyor
Dışarıdan yalnızca dış kısmını görebildiğimiz kulağımız, aslında karmaşık bir yapıya sahip olup üç ayrı bölümden oluşmaktadır. Sıvı birikmesi genellikle orta kulakta meydana gelir. Peki, bu sorunun ortaya çıkmasına neden olan değişiklikler nelerdir? Bunun net yanıtı, kulağımızdaki basınç ayarlama mekanizmasının bozulmasıdır. Dış kulak ile orta kulağı ayıran kulak zarı, orta kulağın hava almasını sağlamak için hayati bir öneme sahiptir. Orta kulağa hava sağlayan organımız ise östaki borusudur; bu borunun bir ucu geniz bölgesinde, diğeri ise orta kulakta bulunmaktadır. Östaki borusunun temel görevi, yutkunma ve esneme sırasında kendisini çevreleyen kaslar yardımıyla açılıp kapanarak orta kulağa hava giriş ve çıkışını sağlamaktır. Nefes alıp verdiğimizde, yutkunduğumuzda ve esnediğimizde, östaki borusu açılarak orta kulağı dış dünyadaki atmosfer basıncına göre dengeler. Ancak östaki borusunun yetersiz çalıştığı durumlarda, orta kulakta negatif bir basınç oluşur. Bu negatif basınç, dokulardan orta kulağa sıvı geçişine yol açar ve zamanla orta kulak ile kulak arkasındaki süngerimsi kemik yapı içinde sıvı birikmesine neden olur. Bu durum, kronik kulak ağrısı, kulaklarda tıkanıklık, kulak çınlaması, yükseklikle birlikte ortaya çıkan kulak ağrısı ve işitme kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir.
Kulak Tüpü Sıvının Boşalmasını Sağlıyor
Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Berna Yayla Özker, üç aydan uzun süren ve ilaç tedavisine yanıt vermeyen sıvı birikimi sorunlarının tedavisinde kulak tüpü uygulamasına başvurulduğunu belirtmektedir. Dr. Özker, kulak tüpünün işlevini şöyle açıklar: “Bir poşetin havasını aldığınızda, negatif basınç nedeniyle poşet adeta söner. Ancak küçük bir delik açtığınızda, negatif basınç ortadan kalkar ve poşet normale döner. İşte kulak tüpü uygulamasının mantığı da budur. Orta kulakta sıvı birikimini gidermek için başvurduğumuz kulak tüpü sayesinde hem kulaktaki sıvı boşaltılır hem de kronik sürecin tekrarlaması engellenir ve östaki borusunun iyileşme sürecinde orta kulağın havalanması sağlanır.”
Kulak Dışında Görülmüyor
Kulak zarının kendini onarması genellikle 6-12 ay sürerken, kulak tüpü de dış kulak yoluna atılmaktadır. Kulak tüplerinin kalıcılık süreleri 12 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir. Dr. Özker, kulak tüpleri hakkında şu bilgileri vermektedir: “Kulak zarından biraz kalın, ortası delik olan, silikon, teflon, paslanmaz çelik, altın veya titanyumdan yapılan, makarayı andıran kulak tüpünün çalışma mantığı bir havalandırma borusuna benzer. Makaraların, yani kulak tüplerinin ortasındaki delik aracılığıyla orta kulağa hava girişi sağlanır. Bu sayede tüp, görevini tam olarak yapamayan östaki borusunun fonksiyonunu devralarak iyileşme sürecine destek olur. Kulak zarına yerleştirilen tüpün boyutu 2 mm’yi geçmediği için kulağın dışından görünmez.”
Hasta Aynı Gün Taburcu Oluyor
Hastalığın etkenine bağlı olarak, hekim tarafından kalması istenen süreye göre kulak tüpü seçilmektedir. Tüpün takılması işlemi, çocuklarda genel anestezi altında, yetişkinlerde ise lokal veya genel anestezi altında kulak zarına açılan küçük bir kesiyle gerçekleştirilmektedir. Dr. Özker, orta kulakta biriken sıvının vakumla çekildiğini belirterek, “Daha sonra makara şeklinde ve ortası delik olan kulak tüpü bu kesiye yerleştiriliyor. İşlem yaklaşık 10 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanıyor. Kulak tüpü uygulaması, geniz eti ameliyatıyla birlikte bile olsa hasta aynı gün taburcu olabiliyor.” diyor. Orta kulaktan sıvı temizlendiği ve negatif basınç normale döndüğü için ameliyat sonrasında tıkanıklık ve basınç hissi ortadan kalkar, böylece işitme kaybı da düzelir. Orta kulakta sıvı birikmesi sorununun kulak tüpü uygulamasıyla genellikle düzeldiğine değinen Dr. Özker, “Ancak sıvı birikim nedeni tam olarak çözülemediğinde ve östaki borusunun kalıcı olarak görevini yapamadığı durumlarda tekrarlama riski bulunmaktadır. Bu durumlarda daha uzun süre kalacak tüp uygulamaları veya östaki tüp balon uygulaması düşünülebilir.” şeklinde ifade etmektedir.
Geniz Eti Ameliyatı da Yapılıyor
Kulak tüpü genellikle 1 yaş itibariyle her yaş grubuna uygulanabilmektedir. Damak yarığı veya tekrarlayan kulak enfeksiyonu gibi özel durumlarda 6 aydan itibaren bebekler için de tercih edilebiliyor. Dr. Özker, çocuklarda kulak tüpü uygulamasında tekrar tüp uygulama riskini azaltmak için geniz eti ameliyatının da yapıldığını belirtiyor: “Kulağına tüp takılan çocuklarda, geniz etinin alınması gerekmektedir. Çünkü geniz eti, mikropların hızla üreyebileceği bir ortam yaratır. Bu doku alındığında, bakterilerin yerleşip üreyebilme riski düşer, böylece orta kulağı da korumuş oluruz. Bu durum, tekrar tüp takılma ihtiyacını da azaltmaktadır.”
Yüzme ve Duş Sırasında Kulak Tıkacı Şart!
Kulak tüpü takılan hastalar, kulağa su kaçmasının sorun olup olmayacağı konusunda endişelenmektedir. Ancak dış kulak yolunun yapısı nedeniyle dışarıdan gelen su, kulak tüpüne kolay ulaşamamaktadır. Fakat yüzme ve duş esnasında suyun tüp yoluyla orta kulağa ulaşma riski yüksektir. Orta kulak için enfeksiyon kaynağı olabilecek su, akıntı yaparak tüpün erken çıkmasına yol açabilir. Bu nedenle havuzda, denizde ve duşta mutlaka kulak tıkacı kullanılması gerekmektedir.