İkonik İş Birliği: TAG Heuer ve Kith
Kendi alanlarının liderleri TAG Heuer ve Kith, kültüre büyük katkılarda bulundular. TAG Heuer, tarih boyunca en önemli motor sporları etkinlikleri ve yarışçılarına hassas cihaz mühendisliği ürünü zaman ölçerler temin etti. Kith ise moda dünyasında ezber bozan yaklaşımıyla sağlam bir kalesi haline geldi. Bu ikili, 1986 yılında piyasaya sürülen orijinal TAG Heuer Formula 1 koleksiyonunu canlandırmak üzere yenilikçi bir iş birliğine girişiyor.
Değerli Tasarım ve İlham
Dünya çapında birçok koleksiyoncuya göre TAG Heuer’in Series 1’i tam anlamıyla ilk aşktı. Koleksiyonerliğine duyulan tutkuyu, o başlattı. TAG Heuer Formula 1|Kith; renkleri, partnerliğe ilişkin detayları ve 35 milimetrelik boyutuyla modern zamanlar için güncellenirken, bir yandan da döneminin nostaljisini uyandırıyor. Yeni koleksiyon, TAG Heuer’in öne çıkan modellerinden ilham alınarak belirlenmiş 10 cesur renk seçeneğiyle zenginleşiyor. Kith ile birlikte TAG Heuer, 80’lerin ikonik modelini tasarımcı Fieg’in esinlediği güçlü tasarım kodları ve dikkat çekici renkleri kullanarak yeniden tanıtıyor.
Julien Tornare, TAG Heuer CEO’su, saatle ilgili görüşlerini şöyle paylaşıyor: “Orijinal TAG Heuer Formula 1’ın yeniden doğuşu, koleksiyonerler tarafından senelerdir hevesle beklenen bir andı. O kişilerden biri de, birçokları gibi gençliğinde ilk aldığı saatin TAG Heuer Formula 1 olduğunu söyleyen Ronnie Fieg’di. Söz konusu, TAG Heuer adını taşıyan ilk saat yani TAG Heuer tarihinin en anlamlı parçalarından. Bir koleksiyoner kuşağına, kültür ve motor sporlarını kesiştiren yüksek kalite saatler üretme taahhüdümüzü tanıttı.”
Koleksiyoncuları etkileyen bir diğer özellik ise, TAG Heuer Formula 1’ın bir neslin zevki ve özgünlüğünü bir zaman ölçerle ifade etmesine imkan tanıyan ilk saat olmasıdır. İlk yüksek kalite kompozit kuvars saat ünvanını da elinde bulunduran TAG Heuer Formula 1, gösterdiği her saniyede koleksiyonerleri saat dünyasının içine daha fazla çekti ve tıpkı 1986’da orijinalinin yaptığı gibi, şimdi en yeni versiyonu da TAG Heuer’in kültürel etki bakımından inkar edilemez pozisyonunu bir kez daha gösteriyor.