Erken Doğum: Nedenleri, Belirtileri ve Önlemler
Erken Doğum Nedir?
Hamilelikte, bebeğin sağlığını tehdit eden istenmeyen bir durum olan erken doğum, 37. haftadan önce gerçekleşen doğumları ifade eder. Bu durum, hem anne hem de bebek için çeşitli riskler taşımaktadır. Normal doğum süreci, doktorun belirlediği son adet tarihinden itibaren 280 gün, yani 40 hafta sürmektedir. Sağlıklı bir bebeğin doğumu genellikle 37-42 hafta arasında gerçekleşirken, 37. haftadan önce doğan bebekler ‘erken doğum’ olarak tanımlanır. Bu bağlamda, ebeveynlerin bu duruma dair bilgi sahibi olması son derece önemlidir.
Erken Doğum Belirtileri
Anne ve baba adayları, bebeği kucaklarına almayı sabırsızlıkla beklerken, bazen miniklerin dünyaya gelme arzusu normalden çok daha öncelikli hale gelebilir. Erken doğum belirtilerinin iyi bilinmesi, bu sürecin yönetimi açısından kritik bir öneme sahiptir. Erken doğumun belirtileri, normal doğum belirtileri ile benzerlik gösterebilir ve şu şekilde sıralanabilir:
- Düzenli ya da sürekli olarak görülen kasılmalar (kasılmalar zamanla şiddetlenir)
- Vaktinden önce ortaya çıkan şiddetli sırt ve bel ağrıları
- Regl dönemindeki ağrılara benzer sancılar
- Hafif karın krampları
- Vajinal lekelenme veya hafif kanamalar
- Bebeğin içinde bulunduğu kesenin yırtılması sonucu meydana gelen suyun gelmesi
- Vajinal akıntıda meydana gelen değişiklikler
Erken Doğumun Nedenleri ve Risk Faktörleri
İstatistiksel verilere göre, her 100 doğumdan yaklaşık 13’ünde erken doğum gerçekleşmektedir. Bu durumu tetikleyen bazı faktörler arasında tüp bebek yönteminin yaygınlaşması ve çoğul gebeliklerin artışı yer almaktadır. Erken doğumu tetikleyen risk faktörleri şunlardır:
- Anne adayının daha önce erken doğum yapması
- Kısa rahim ağzı
- İki hamilelik arasında kısa süre bulunması
- Rahim veya rahim ağzında yapılan cerrahi işlemler
- Çoğul gebelikler
- Yaşanan kanamalar
- Yetersiz kilo alımı
Erken Doğum Nasıl Anlaşılır?
Erken doğum, genellikle doktor tarafından yapılan vajinal muayene ile değerlendirilmektedir. Rahim ağzında herhangi bir yumuşama veya açıklık varsa, anne adayı sıkı bir takip altında tutulur. Unutulmamalıdır ki, 37. haftadan önce görülen her kasılma erken doğum anlamına gelmez. Doğum eylemi başlayan hamilelerin yalnızca %10’u durdurulamaz ve ilk haftada doğum gerçekleşir. Yaklaşık %30’unda ise doğum kendiliğinden durabilir.
Erken Doğumu Önlemek İçin Alınacak Önlemler
Erken doğumu önlemek adına atılacak adımlar arasında magnezyum sülfat gibi ilaçların kullanımı öne çıkmaktadır. Bu ilaçlar, kasılmaları durdurarak erken doğum riskini azaltır. Erken doğumu önlemenin bir diğer önemli amacı, bebeğin akciğer gelişimini desteklemek için kortizon tedavisidir. Bu tedavi, 24-34. haftalar arasında etkilidir ve erken doğum belirtileri tespit edildiğinde hemen başlatılmalıdır.
Erken Doğumun Süresi ve Müdahale Seçenekleri
Erken doğumun ne kadar erteleneceği kesin olarak bilinememekle birlikte, bebeğin rahimde kalma süresi, hayatta kalma ve sağlıklı doğma açısından kritik öneme sahiptir. Erken doğum sinyalleri ortaya çıktığında, yatak istirahati önerilebilir veya damardan sıvı verilebilir. Eğer enfeksiyon düşünülüyorsa, doktor antibiyotik tedavisi uygulayabilir. Ayrıca, akciğer gelişimini desteklemek amacıyla steroid tedavisi de yapılabilir.
Yalancı Sancı ve Braxton Kası
Hamilelik döneminde Braxton kasılması, yani yalancı kasılmalar, erken doğumla sıklıkla karıştırılmaktadır. Bu kasılmalar, anne adayını normal doğuma hazırlayan ama erken doğumu tetiklemeyen türlerdir. Gerçek sancılar ile yalancı sancılar arasındaki farkları bilmek, anne adaylarının bu süreçte daha bilinçli hareket etmesini sağlar.