Yaşam

10 Kasım şiirleri: İlkokul, ortaokul ve lise için Atatürk şiirleri

10 Kasım 1938 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mevt yıl dönümünde okullarda düzenlenen merasimlerde ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri için merasim düzenlenmekte. Atatürk’ün vefat yıldönümü anma etkinliğinde ise günün mana ve değerini vurgulamak için yazılan en hoş 10 Kasım şiir örneklerini derledik. İşte 10 Kasım şiirleri…

Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938 günü Dolmabahçe’de hayatını yitirdi. Her yıl okullarda 10 Kasım günü düzenlenen anma merasiminde ise öğrenciler şiir okuyarak bu güne özel merasimlerde yer alır. Yurt genelinde düzenlenen çeşitli anma merasimlerinde ise öğrenciler tarafından okunacak şiirler merak ediliyor. İşte 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nde okunacak şiirler…

10 Kasım Atatürk’ü Anma merasiminde öğrenciler tarafından okunacak en hoş şiirler;

1- SAAT 9’U 5 GEÇE

Saat dokuzu beş geçe

Atam Dolmabahçe’de

Gözlerini kapamış

Bütün Dünya ağlamış

 

Doktor doktor kalksana

Lambaları yaksana

Atam elden gidiyor

Çaresine baksana

 

Uzun uzun kavaklar

Dökülüyor yapraklar

Ben atama doymadım

Doysun kara topraklar

 

Müze müzeye bakar

Müzede ceddim yatar

Atamın çocukları

Atama selam çakar

2- ATATÜRK

Sen Atatürk’ü tanımazsın çocuğum
Ne insandı O, ne insandı.
İzmir’e gelişini görseydin.
Ne şanlıydı O, ne şanlıydı.
Benzeriydi , bana
Bizim üzereydi eli, ayağı
Ancak bir yol baksaydın yüzüne.
sevgisiyle dolardı.
Vapura biniyorsak dilediğimizde,
Sokakta geziyorsak hür,
Güzel bak dört yana,
Atatürk’ün aklı görünür.
Arı Türkçe konuşuyorsak,
Türkçe düşünüyorsak bugün,
Her işimizde O’nun gücü.
Büyük öğretmeni Türk’ün.
Halkımızın ortasında, halktan,
Davul vurur dengi dengine.
Dünya rastlamış mıdır?
Atatürk’ün dengine.

N. Ulvi AKGÜN

3- MUSTAFA KEMAL’i DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir cet binmiş
Aşıyor şanlı dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
ışıl yanıyor mavi gözleri…

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği
Gerisinden dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal üzere.

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.
Al bir cet binmiş yalın kılıç
Koşuyorlar zaferden zafere…

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı!
Tekrar bizimle birlikte her yerde.
ıyor dört köşesinde vatanın
Yaşıyor damar damar yüreklerde.

Mustafa Kemal’i düşünüyorum:
Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,
Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.

Ü. Yaşar Oğuzcan

4-BİR TUTKUDUR MUSTAFA KEMAL

Bir Tutkudur Mustafa Kemal;
Kaç sevdalara değişilmeyen.
Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur,
Bir baştır, vazgeçilmeyen…
Bir Türküdür Mustafa Kemal;
Sessiz ağızlarda söyleşir, durur.
Çaltıburnu’nda gözetir denizi.
Köroğlu’nda bağdaş kurup oturur…
Bir İnançtır Mustafa Kemal;
Yurdun dört istikametinde, bir çağdır yaşayan.
Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.
Sakarya uzunluklarından Akdeniz’e taşıyan…
Bir Manadır Mustafa Kemal;
Belkahve’den dürbünüyle seyrediyor İzmir’i.
Özgürlük diyor, al atının üstünde,
Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri…
Bir Bayraktır Mustafa Kemal;
Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.
Bozkırın bağrında yol alan kağnı,
Işık tutan, güç veren, yol bulan…

Y.Doğan ERGENELİ

5- ATATÜRK’Ü DUYMAK

Ulu rüzgâr esmedikçe
Yaşamak uyumak üzere.
Kişi ne vakit dinç;
Dalgalanırsa bayrak bayrak üzere.

Ne şu dünyada ekmekten daha aziz?
Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.
Ekmek olmak için
Buğday olmak üzere.
Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe
Cılız kelamlar: Uzanmak, yorulmak, durmak üzere.
Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene
Her ışık-kaynak üzere.

En yakınlar vakitle asırlarca uzak üzere,
Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,
Daha da yakınsın, daha da sıcak
Bıraktığın toprak üzere.

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,
Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak üzere,
Lakin senin havanda sıhhatler iyilikler:
Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak üzere.

Behçet NECATİGİL

6- ATATÜRK’Ü GÖRDÜM DÜŞÜMDE

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Ben de yaşıyorum demek,
İşte aranızdayım Ahmetler, Mehmetler’le,
Sizler yaşadıkça çocuklarım
Elele
Yanınızdayım

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Daha ferah içim,
Gök daha geniş denizler daha geniş,
Vatan ya vatan,
Vatan sonsuzluktan gelmiş
Sonsuzluğa açılan yol
Vatan siz.

Sizler yaşadıkça çocuklarım
Bilin ki
Ben de yaşarım,
Bir sevinç düştü mü içinize
Bir üzüntü düştü mü içinize
Bilin ki
Aranızda ben varım.

A. İstek ERGÜVEN

7- ATATÜRK

Atatürküm eğilmiş vatan haritasına
Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler
Atatürk neylesin memleketin yarasına
Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde istiklâl harbinin o keyifli
Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi
Hiç sanmam o denli ağarsın bir daha tan yeri
Atatürküm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür
Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür
ında bile melül mahzun düşünür
Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister.

Cahit Sıtkı TARANCI

8- ATATÜRK’ÜN CENAZESİNİ ANKARA’DA KARŞILARKEN

Gene on beş sene önce üzere Gazi geliyor,
Yine on beş sene önceki kadar yükseliyor.

Gene başlarda oturmuş, tekrar göklerde başı;
Yıldırımlar tekrar bir eski silâh .

Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken yine sağ;
Bir avuç toprak olurken yine yüksek, tekrar dağ.

Gene bir memleketin satveti bir tek emeli.
Koca bir yurdu tutarken yeniden sapsağlam eli.

Çürüyen göğsü için takızaferler yeniden dar;
Yeniden sağdır, tekrar sağlamdır O, hem dünkü kadar.

Ona hicranla… hayır, sade taabbütle eğil;
Ölüdür; gerçek, ama öldüğü hiç belirli değil.

Mithat Cemal KUNTAY

9- GAZİMİZE

Büyük küçük her ferdi asırlarca bu yurdun
Emekleyip dururken köhne izler üstünde;
Sen o kartal pençenle tutup bizi uçurdun
Aşılamaz ne dağlar, ne denizler üstünde.

Kurur senin parıltınla izleri gözyaşının,
Düşmanları titretir çatılışı kaşının.
Bir güneş etkisi var o ilâhi başının
Karanlıklara düşmüş ümitsizler üstünde.

Sen çürümüş, dağılmış bir cesede can kattın:
Mezarından çıkarttın, semalara fırlattın;
Yeni baştan gururlu bir âlemi yarattın:
Bu derece hakkın var senin bizler üstünde.

Titriyor İstanbul’un sevinçle her bucağı,
“Gel!” diyor bir el üzere sana vatan sancağı;
Kapanıp öpmek için basacağın toprağı,
Bütün kent bekliyor seni dizler üstünde.

Orhan Seyfi ORHON

10-  BİR ASKERİN MEZARINA

Şurada, kabrin üzerinde konulmuş bir,
Beyaz taş var, onun altında bayraklar
Temevvüç ederken, kelleler uçuşurken…
Celâdeti tâbân olurken aldığı cerîhai mevt
İle bu âlemi hîçîye vedâ etmiş bir
Asker yatıyor…
Onun hâbı istirahate çekildiği şu
Makberin üzerine rüfekası eşki teessür döktüler.
Bayanlar dümü rizi mâtem oldular. İhtiyarlar
Nâle eylediler, çocuklar ağladılar.
Şu söğüt ağacının nim setreylediği senin
Mezarın üzerine bir zırh başlık ile kılıç hak,
Olunmuştur. İşte orası o kahramanı muhteremin
Câyi istirahatidir. Ne keyifli ki, hâki pâye vatan
Ona nâilini intizar olmuş!…

Mustafa Kemal- Harbiye Talebesi İken Yazmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir