Norveç’te Kafein Tüketiminin Hamilelikteki Etkileri
Norveç’te Yapılan Kafein Tüketimi Araştırması
Norveç’te 1999 ve 2008 yılları arasında 54 binden fazla hamile anne ve onların doğan çocukları üzerinde yapılan kapsamlı bir analiz, kafein tüketiminin bebeklerin gelişimi üzerindeki etkilerini gözler önüne serdi. Özellikle, doğum sonrası dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile kafein arasındaki ilişki merak konusu oldu. Fazla kafein tüketiminin, belirli sağlık sorunlarına yol açabileceği biliniyor; ancak hamilelikte kafein alımı ile ilgili bazı çarpıcı gerçekler ortaya çıktı.
Kahve Tüketimi DEHB’e Yol Açmıyor
Bilim insanları, hamilelik döneminde kahve içmenin bebeklerde DEHB’e neden olmadığını belirtiyor. Önceki bazı araştırmalarda, gebelikte kafein tüketiminin bebeğin beyin gelişimini olumsuz etkileyebileceği düşünülmüştü. Ancak, yeni veriler bu endişeleri sorguluyor.
Yıllar Süren Araştırma Gerçeği Kanıtladı
Araştırmacılar, gebelikte kahve tüketiminin otizm ve DEHB gibi nörogelişimsel sorunlara yol açabileceğine dair kesin bir kanıt bulunmadığını ifade etti. Uluslararası bir çalışma, Psychological Medicine dergisinde yayınlanan makalede, 58.694 anne ve çocuk verileri analiz edilerek gerçekleştirildi. 1999 ve 2008 yılları arasında Norveç’te doğan tüm hamile kadınların verileri incelendi. Gebelik döneminde kahve tüketen annelerin çocukları, 6 aydan 8 yaşına kadar olan nörogelişim durumları açısından değerlendirildi. Çocukların iletişim yetenekleri, motor becerileri ve dil gelişimleri üzerinde detaylı incelemeler yapıldı. Ayrıca, anne ve çocuk arasındaki genetik faktörler de araştırıldı. Ancak, kahve içmenin yanı sıra alkol tüketimi, eğitim seviyesi ve gelir durumu gibi yaşam tarzı faktörleri göz önüne alındığında, elde edilen veriler değişiklik gösterdi. Bilim insanları, annenin kafein tüketimi ile çocuklarda DEHB görülmesi arasında doğrudan bir ilişki bulamadılar.
Düşük Riski ve Ölü Doğum İlişkisi
Yapılan incelemelerin sonuçları, “Sonuçlarımız, annenin kahve tüketiminin bebeğin nörogelişimsel bozuklukları üzerinde nedensel bir etki yarattığına dair çok az kanıt sunuyor.” şeklinde ifade edildi. King’s College London araştırmacıları ise bu çalışmayı değerlendirirken, “Bu iyi bir çalışma ve kafein alımının önemli bir endişe kaynağı olmadığına dair büyük bir güven veriyor.” dediler. Ancak, kafeinin tamamen güvenli olduğunu öne sürmemekte de dikkatli olunmalı. Kafein tüketiminin olumsuz sonuçlarının başka faktörlerle açıklanabileceğine işaret ettiler.
Newsweek’e konuşan Andrew Shennan, hamilelikte kafein tüketiminin tamamen zararsız olmadığını, bazı bebeklerin düşük doğum ağırlığı, ölü doğum riski gibi durumlarla kafein alımının bağlantılı olabileceğini belirtti. Annelerin kafein tüketimini sınırlamaları gerektiğini vurgulayarak, günlük alımın 200 miligramdan fazla olmaması gerektiğini tavsiye etti.