Bebeklerde Ağlama ve Gelişim: Araştırmaların Sonuçları
Bebeklerde Ağlama ve Gelişim Üzerine Yeni Araştırmalar
Yeni bir araştırma, bebeklerin ağlamasına zaman tanımanın aslında onların gelişimine olumlu katkılarda bulunabileceğini ortaya koyuyor. Anne babaların, bebeklerinin küçük ağlama seslerini duyduklarında hemen harekete geçmeleri yaygın bir refleks olsa da, bu yaklaşıma dair yapılan yeni çalışmalar farklı bir perspektif sunuyor.
The Journal of Child Psychology and Psychiatry tarafından gerçekleştirilen son araştırmalar, bebeklerin ağlamalarına belirli bir süre izin vermenin hiçbir olumsuz etkiye yol açmadığını göstermiştir. Araştırma sonuçları, bebeklerin gelişiminde herhangi bir davranışsal bozukluk gözlemlenmediğini ve anne-bebek bağının da zarar görmediğini ortaya koymaktadır. Kısacası, bebeğin ara sıra ağlamasına izin vermek, düşündüğünüz kadar zararlı olmayabilir.
İlginizi çekebilir: Pınar Deniz ve Kaan Yıldırım evleniyor mu?
Başka bir araştırma, geceleri ağlamasına izin verilen bebeklerin daha sağlıklı bir uyku düzenine sahip olduğunu göstermektedir. Deneyde bebekler iki gruba ayrıldı: bir gruptaki bebeklerin ağlamalarına izin verildi, diğer gruptaki bebekler ise yatmadan önce kucaklandı. İlk gruptaki bebeklerin, daha az uyanıp daha hızlı uykuya daldıkları gözlemlendi. Bu durum, bebeğinizin ihtiyaçlarına hemen yanıt vermemenin, ona kendi kendini sakinleştirmeyi öğretme fırsatı sunduğunu göstermektedir.
Profesör Dieter Wolke, bebeklerin kendilerini sakinleştirmeyi öğrenmek için biraz yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bu alışkanlık, yalnızca gündüzleri değil, aynı zamanda geceleri de onların kendi kendilerine uykuya geçmelerine yardımcı olabilir. Bazı bebekler, fazla uyarıldıklarında enerjilerini bırakmanın en etkili yolunun ağlamak olduğunu öğrenirler. Bu süreç, bebeklerin uyanıklıktan uykuya geçişi öğrenmeleri için oldukça gereklidir.
Çoğu ebeveyn, bu yöntemi uyguladıktan yalnızca birkaç gün içinde olumlu sonuçlar aldıklarını bildirmektedir. Ağlamaya bırakma yöntemi, çocukların daha az titiz ve yaramaz olmalarına yardımcı olabilir. Bu yöntem, çocukların kendi kendilerini yatıştırmalarını sağladığı için, zamanla daha az öfke nöbeti geçirebilirler. Sonuç olarak, günlük yaşamda kendilerini daha mutlu hissederler ve uyku saatleri artık bir sorun teşkil etmez.
Kendini sakinleştirme becerisini kazandıktan sonra, çocuklar gece uyandıklarında tekrar uykuya dalmakta zorlanmazlar. Ebeveyn yardımına ihtiyaç duymadan kendi başlarına uykuya geçebilirler; sadece ebeveynlerinin yakınlarda olduğundan emin olmak için ağlayabilirler.