Sağlık

M Çiçeği ve Çiçek Aşısının Koruyucu Etkisi

M çiçeği, bulaşma hızı ve vücutta yarattığı ciddi tahribatlarla milyonlarca insanda kaygı yaratan bir hastalıktır. Avrupa’da da gözlemlenmesiyle birlikte, bu hastalık üzerine yapılan araştırmalar artış göstermiştir. Türkiye’de şu ana kadar M çiçeği vakası tespit edilmemiş olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı uyarılarda bulunmaktadır. Bu bağlamda çiçek aşısının koruyucu etkisi üzerine bazı bilgiler paylaşılmaktadır.

Çiçek Aşısı M Çiçeğinden Korur Mu?

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan rehberde, çiçek hastalığına karşı aşının rutin uygulandığı dönemde aşılanan bireylerin, M çiçeğini önlemede çiçek aşısının yaklaşık %85 oranında etkili olduğu, gözlemsel birkaç çalışma ile kanıtlandığı belirtilmiştir. Dolayısıyla, daha önce çiçek aşısı olan kişilerin M çiçeği hastalığını daha hafif geçirebileceği veya hastalıktan korunabileceği ifade edilmektedir. Rehberde, çiçek hastalığına karşı önceden aşı yapıldığını gösteren bir işaret olarak, ön kol üst kısmındaki aşı izinin kabul edilebileceği bilgisi yer almaktadır.

Ayrıca, çiçek aşılarının klinik kullanıma sunulmuş durumda olmadığı hatırlatılmakta ve 2019 yılında M çiçeğinin önlenmesi amacıyla ABD Gıda ve İlaç Ajansı (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı (EMA) tarafından onaylanmış yeni bir aşının kısıtlı bir şekilde erişilebilir olduğu ifade edilmektedir.

Rehberde, M Çiçeği Hastalığı Vaka Bildirim Formu’na da yer verilmektedir.

Semptom ve Şikayet Durumunda Alınacak Önlemler

Semptom ve Şikayet Durumunda Alınacak Önlemler

Hastalığın bir vakası ile karşılaşıldığında, izolasyon süresinin 21 gün olduğu vurgulanmaktadır. M çiçeği hastalığına yakalanan kişilerin, Vaka Bildirim Formu’nu doldurması, hastaneye yatış süreçlerinin titizlikle yönetilmesi ve hastane süreçlerinde hijyen önlemlerinin alınması gerektiği önemle belirtilmektedir.

Eğer kişi evde kalıyorsa, odaya kapanması, eşya ile cilt teması sağlamaması, banyo ve tuvaleti ayrı kullanması ve hane halkının, vakanın hastaneye kaldırılmasından sonra titiz bir temizlik yapması gerektiği tavsiye edilmektedir.

Ayrıca, kesin vaka ile 21 gün içerisinde yüksek risk teşkil etmeyecek şekilde temas edenlerin, kısa süre içinde hastaneye başvurmaları gerektiği kaydedilmiştir. Semptom ve şikayetlerin son temastan sonraki 21 gün içerisinde gelişmesi durumunda, maske takarak hastaneye başvurulması önerilmektedir. Bu kişilerin günlük olarak semptom açısından takip edilmesi önemlidir.

Semptomsuz oldukları sürece maske ile rutin aktivitelerine devam edebilir ve seyahat edebilirler. Semptomsuz oldukları müddetçe ek bir önlem gerekmemektedir. Olası vaka tanımında, semptom ve şikayetlerin son temastan sonraki 21 gün içerisinde gelişmesi durumunda yine maske takarak hastaneye başvurulması önerilmektedir. Bu kişiler, 14’üncü gün sonrasında semptomsuz oldukları sürece maske ile günlük aktivitelerine devam edebilir ve seyahat edebilirler. Evdeki izolasyon sırasında, hane halkı ile aynı ortamda bulunmadan, mümkünse ayrı bir odada izole olmaları gerektiği, aynı ortamda bulunulduğunda maske takmaları gerektiği belirtilmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu