Moda

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü ‘Mayhem’ Üzerine

Lady Gaga ile Anların Gücü Üzerine

Lady Gaga ile Anların Gücü Üzerine

Daha üç gün önce, en iyi ikili/grup pop performansı kategorisinde Bruno Mars ile birlikte “Die With A Smile” şarkısıyla 2025 Grammy ödülünü kazanan pop kraliçesi ve aktör Lady Gaga, ELLE’e özel verdiği röportajda anda kalmanın gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.

Gaga, yazar Lotte Jeffs’e dünya çapında tanınan bir sanatçı olarak “Radikal Kabullenme” kavramını nasıl benimsediğini anlatıyor. Popun kraliçesinden ödüllü bir oyuncuya dönüşen Gaga, nihayet içindeki karanlık düşüncelerden kurtulup mutluluğu yakalamayı başarmış gibi görünüyor.

Müzikte 13 Grammy ödülü, sinemada 4 Oscar adaylığı ve 1 ödül, televizyon alanında 4 Emmy adaylığı, modada sayısız başarı ve kendi güzellik markası olan Haus Labs ile Lady Gaga, 20 yılı aşkın süredir dünyayı aralıksız bir şekilde etkisi altına alıyor. Buna rağmen, kendisi hakkında konuşmaktan pek hoşlandığı söylenemez. Ancak bu sefer, sorularımı yanıtlamaya istekli ve oldukça açık sözlü. Londra’daki plak şirketinde geçirdiğimiz günün sonunda, beni şaş çeviren bir itirafta bulunuyor: “Gün boyu aslında ben de size bir sürü soru sormak istedim. Birisiyle tanışmak ama ona kendisi hakkında hiçbir şey sormamak ne kadar garip, anlatamam.” Onun bu samimi yaklaşımı karşısında ne yapacağımı bilemiyorum. Karşımda bir ikon, bir müzik dehası; ama yüzüne baktığımda, dağınık kestane rengi saçları, hafif makyajı, vintage dantelli elbisesi, oversize deri ceketi ve botlarıyla son derece normal bir kadınla karşı karşıyayım. Esprili, alçakgönüllü ve tam anlamıyla “herhangi biri”. Bu sade ve doğal kadının sahneye çıktığında nasıl göz kamaştırıcı bir performans sergilediğini düşündüğümde, bu dönüşümün sırrını ediyorum.

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Lady Gaga, kendilerine “Monsters” diyen hayranlarını heyecanlandıracak bir döneme atıyor. Tony Bennett ile caz standartlarını seslendirdiği projeleri ve “Joker” devam filmi için kaydettiği “Harlequin” albümü gibi, hayranlarının “yaratıcı sapmalar” olarak nitelendirdiği işlerden sonra 7. stüdyo albümünü yayınlamak için gün sayıyor. Gaga’nın bakış açısına göre bunların hepsi aynı yolculuğun parçaları. Şarkıcının son pop albümü “Chromatica”, pandeminin gölgesinde yayımlandığı için hak ettiği ilgiyi görememişti. Şimdi ise hayranları, yani Monsters, yeni albüm için sabırsızlanıyor ve beklentileri adeta tavan yapmış durumda. Size şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yeni albümü “Mayhem”, tam anlamıyla bir müzikal şölen sunuyor. Gaga, sohbet ettiğimiz kanepeden kalkıp yeni şarkılarını dinletmek üzere beni bir miks masasına götürüyor. Bu, milyonlarca Monster’ın uğruna her şeyi yapabileceği bir an. Başlangıçtaki heyecanım geçtikten sonra, anın tadını çıkarmaya başlıyorum. Gaga yerinde duramıyor, bana dinlettiklerini duymaktan en az benim kadar keyif alıyor gibi görünüyor. Bu, nefes kesen bir coşku hissi; sanki keskin, bir nefes… Ritmi kalbimde, göğsümde hissediyorum. “İşte buna ihtiyacımız var!” diyorum. Şarkıları gerçekten sevdiğimi görünce, bana tatlı bir rahatlamayla gülümsüyor. “Mayhem”in ilham kaynakları arasında 90’ların alternatif rock’ı, elektro grunge, Prince ve Bowie’nin melodileri, funky baslar, Fransız elektronik dans müziği ve analog synth’ler var. Gaga, albümü şöyle tanımlıyor: “Mayhem, tam bir kaos! Pek çok kuralı yıkıyor ve bunu yaparken çok eğleniyor.”

“Uzun zamandır kaybolduğunu sandığım kaos, tamamen yerinde duruyor ve ne zaman istersem beni içine çekmeye hazır.”

Albümdeki pek çok şarkının hit olacağından emin olduğum için ona bir şarkının hit olup olmayacağını nasıl anladığını soruyorum, şöyle yanıtlıyor: “Bazen bir şarkı yapıyorum, onu tamamlayıp, ‘Bu bir hit değil ama onu seviyorum’ diyorum. Ancak bazı şarkılar var ki bittiği anda bomba etkisi yapacağını biliyorum.” Diğer çilekeş şairler ve 31 şarkılık albümlerinin aksine Gaga, kendine acımayan bir özeleştiri ustası. “Yeterince iyi olmayan her şeyi kesip atıyorum” diyor ve ekliyor: “‘Mayhem’, hayatınızdaki kaosun sizi götürdüğü her köşeyi şarkıların rehberliğinde cesurca keşfetmenin albümü. Bu albüm için yazdığım onlarca şarkının her birini saf sevgiyle şekillendirdim. Ancak böyle bir süreçte yaptığınız işin en acımasız eleştirmeni de kendiniz olmalısınız.”

Uzun yıllar boyunca müziğinin yalnızca sahne adı olan Gaga’nın, yani kendi yarattığı personanın eseri olduğunu düşünen Gaga, bugün doğum adıyla Stefani Joanne Angelina Germanotta olarak şu farkındalığa ulaşmış: “Her şeyin aslında benden geldiğini anladım. Her biri benim yaratımım. Bu da kendimi bir müzisyen ve söz yazarı olarak daha derin bir şekilde takdir etmemi sağladı.” Peki bu farkındalık, sahne adını geride bırakmayı düşündüğü anlamına mı geliyor? Yüzünde birden oluşan dehşet ifadesiyle çabucak cevap veriyor: “Hayır! Lady Gaga olmayı seviyorum. Kendim olmayı seviyorum. Söylemek istediğim şu: 20 yaşındayken üne kavuştum ve o zamandan beri insanlar bana, beni özel kılan şeyin bu Gaga personası olduğunu hissettiriyor.”

Onunla herkesin bildiği Gaga kimliği ile aslında olduğu kişi arasındaki ayrımı ve bunun 20 yıllık kariyerinde onu nasıl etkilediğini konuşuyoruz. Daha önce yaşadığı bazı mental sağlık sorunlarıyla ilgili hâlâ kırılgan hissettiğini itiraf ediyor. “Bir miktar utanma hissi var içimde, bu paylaşılması çok zor, insanı savunmasız bırakan bir şey. Ama bu albümü yaparken, tüm bunlara rağmen kendimi sevmeyi gerçekten başardığımı düşünüyorum.” “Mayhem”in yaratım süreci, Gaga için bir kendini yeniden keşif yolculuğu olmuş: “Bu, yaşadıklarımın bazılarına bakıp ‘Sorun değil, sen böyle bir insansın’ demek gibiydi. Gerçekleri kabullenmeyip olmamış gibi davranmak yerine kendimle yüzleşebilmek ve bu yönümle kendimi takdir etmek benim için önemli bir sonuç oldu. Ve anladım ki çoktan yok olduğunu sandığım kaos, tamamen yerinde duruyor ve ne zaman istersem beni içine almaya hazır. Albümün ilk şarkısında da bu sebeple, işin başında sizinle olan şeytanların, sonunda da yanınızda olacağı mesajı hakim. İlginç olan ise bunu kasvetli bir şekilde ifade etmiyorum. Çünkü belki de sürekli ondan kaçmak yerine bu gerçekle bir an evvel arkadaş olmak iyi bir fikir olabilir.”

İçindeki karanlığı öldürmeye çalışmak yerine onu kucaklamanın Gaga’ya daha yumuşak, daha doğal, ışığına daha yakın bir parlaklığın kapısını aralayabileceğini düşünüyorum. Artık evde , köpekleri ve nişanlısı Michael ile geçirdiği küçük anları, sahne performansları kadar -hatta belki daha fazla- değerli buluyor. Hatta bu anlara “gündelik şiir” diyor. “Disease” videosu karanlık gibi görünebilir ama onu yaratma süreci hiç acı verici değildi. Yapması kolay ve eğlenceliydi. Küçük şeytanlarımız için bir parti vermek gibiydi.”

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Röportajdan sonra Gaga, beni 46 yaşındaki nişanlısı Michael Polansky ile tanıştırıyor. Michael, bir girişimci ve ikiliyi Gaga’nın annesi tanıştırmış. Polansky ile bir yardım etkinliğinde tanışan anne, eve döndükten sonra kızına “Gelecekteki kocanla tanıştım” demiş. Michael, samimi bir yüz ifadesine ve sakin bir enerjiye sahip. Kendisi de milyon dolarlık bir servete sahip bir iş insanı olmasına rağmen, ünlülerin tamamen uzak bir havası var. Daha çok okulda veli toplantısında sohbet edebileceğiniz o yakışıklı babalardan biri gibi hissettiriyor. “Müziği nasıl buldun?” diye soruyor Michael bana, eşi olacak kadını gururla sarıp sarmalarken. Beğendiğimi söyleyince yüzünde bir gülümseme beliriyor ve ardından kahkaha atıyor çünkü sonuçta müziği yapan o değil. Gaga hemen araya giriyor, “Ama bana çok yardımcı oldun” diyor ona sevgiyle bakarak ve ekliyor: “Tam yedi şarkıda bana yardım ettin!” Daha sonra Polansky ile telefonda konuşuyoruz. “Albümün yapım sürecini izlemek çok eğlenceliydi” diyor. “Evimizin hemen yakınında bir stüdyoda kaydedildi, bu yüzden stüdyo ve ev arasında gidip gelmek çok kolaydı. Çoğu zaman onunla birlikte stüdyoda geçirirken bir yandan da bilgisayarımın başında işlerimi yapıyordum. Beni en çok şaşırtan şey, onun ne kadar hızlı çalıştığıydı. Bir şarkının şekillenmesinin bu kadar kısa sürebileceği aklıma gelmezdi. Beş dakika içinde şarkının yüzde 80’i neredeyse tamamlanmış oluyordu.”

Bu kadar ünlü biriyle ilişki yaşamanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyorum. “Başka insanların sahip olduğu mahremiyete sahip olamayacağınızı kabul etmek en zor kısımdı” diyor. “Ama Stefani’nin bu konuda rahat olması ve bana gösterdiği sabır inanılmazdı. İlişkimiz muhtemelen diğer insanlarınkine çok benziyor. Sadece bazı şeyleri halk içinde nasıl yapacağımızı çözmemiz gerekiyor. Bu da güçlü dostluklara ve yakın aile bağlarına sahip olmayı bizim için daha önemli hale getiriyor. Normalliği bulabildiğimiz her yerde arıyoruz.”

Polansky ile Gaga’nın hayatı, daha huzurlu ve daha bütünsel bir yöne doğru ilerliyor gibi görünüyor. Gaga, ilk tanıştıklarında Polansky’nin ona sık sık şöyle söylediğini anlatıyor: “Kameralar sana dönük değilken gerçekten çok özel bir insansın. Ve ne güzel ki bunu her zaman görebilen kişi benim.”

Los Angeles’taki evlerinde misafir ağırlamayı çok seviyorlar. “Birlikte makarna yapıyoruz, fırında pişiriyoruz. Ayrıca Michael’ın annesiyle basit yemekler hazırlamayı çok seviyoruz” diyor Gaga. Gaga’nın kendisinden daha yaşlı insanlarla iyi anlaştığını Tony Bennett’la olan ilişkisinden biliyoruz. Sanatçı, annesini de en iyi arkadaşlarından biri olarak görüyor. Bu listeye şimdi Michael’ın annesi Ellen da eklenmiş durumda. “Ellen’la hayat deneyimlerimizi birbirimizle paylaşarak bir dostluk inşa ettik. Büyüdüğümüz yollar, iş hayatında kadın olmanın getirdikleri, onun deneyimleriyle benimkileri karşılaştırmak… Farklı nesillere mensup kadınlar olarak aynı yolları aşmak üzerine çok şey konuşuyoruz.”

Hemen bir anısını paylaşıyor: “Bir süre önce arkadaşım Margo bizdeydi. Bir sürü şeyden bahsettik ve bir ara ona ‘Disease’ klibini izlettim. O sırada gülümsüyordu. Sonra ekranda dönen klipte direğe zincirlenmiş şekilde kıvranan ve kanlı gözlerle siyah kusan lateks kıyafetli şeytan ğındaki beni göstererek şunu dedi: ‘Biliyor musun bu kız aynı zamanda harika brokoli yapıyor.’ Bu gerçekten çok tatlı bir andı. Sevdiğim ve değer verdiğim birinin, videomu beğenmesini ne kadar istesem de o akşam yemeğini onun için hazırlamanın benim için asıl mutluluk kaynağı olduğunu bilmesi bana sonsuz keyif verdi.”

Mutluluk bugünlerde Gaga’nın hayatında hiç de eksik olmayan bir . “Hayatta zaman zaman ‘-mış gibi’ yapmanın sihrine inanıyorum. Yeterince uzun süre mutluymuş gibi davranırsan mutluluk sana geliyor. Ama kendine ve çevrendeki insanlara karşı gerçekçi olmak da önemli. Daha az yalnız hissetmenin tek yolu samimi ve gerçek sohbetler…” Lady Gaga, gerçek bağlar ve ait olma duygusunun, insanları Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak görev yapacağı önümüzdeki 4 yıllık karanlık dönemden geçirebileceğine inanıyor. Röportajdan sadece altı gün önce ABD seçim sonuçları açıklanmış ve bunun sonuçları küresel bir kaos yaratmış. Gaga’nın politik atmosferi okumak konusundaki başarısını görmezden gelmek mümkün değil. Zira albümün adı “Mayhem” yani “kaos”. Seçimlerde Kamala Harris’i destekleyen Gaga, 2021’de de Biden’ın yemin töreninde sahne almıştı. O günü hayatının en gurur verici anlarından biri olarak tanımlıyor ve yeni albümünün başlık ve temasının zamanın ruhunu bu kadar merkezden yakalaması hakkında şunları söylüyor: “Garip olan şu ki, bu albümü yazarken bunların olacağını düşünmemiştim. Bunun olmaması için dua ettim. Ama işte bugün buradayız.” Ona nasıl hissettiğini soruyorum. “Şu an korku içinde olan pek çok insana karşı derin bir şefkat ve sevgi hissediyorum” diyor. “Çok şanslı bir insan olduğumu biliyorum ve hayatımda sahip olduğum şeyler için her gün şükrediyorum. Ancak birçok kişi için bu seçim sonuçları, onların varoluşunu sarsan bir yıkım oldu. Bu yüzden bence topluluk duygusu şu anda en önemli şey. LGBTQIA+ ve diğer dezavantajlı grupları destekleyen birçok insandan biriyim ve pes etmeyeceğiz. Birlikte hareket edeceğiz. Zor olacak ama ben buna hazırım. Hepimiz buna hazırız. Ve herkesin ne kadar sevildiklerini ve görünmez olmadıklarını bilmelerini istiyorum.”

Müzik endüstrisi, Lady Gaga’nın 2008’deki “The Fame” albümünden bu yana büyük değişimlere sahne oldu. Sosyal medyanın yükselişi, dijital platformların etkisi ve şimdi de müzik dünyasına sıçrayan “Me Too” hareketiyle güçlerini kötüye kullananların hesap vermeye başlaması… Şu an pop dünyası, hiç olmadığı kadar güçlü kadın solo sanatçılara kucak açıyor ve onlara kendileri gibi olabilecekleri yaratıyor. Billie Eilish, Chappell Roan, Sabrina Carpenter, Charli XCX… Gaga, onları “Hepsi harika” sözleriyle övüyor. “Güçlü, enerjik, yaratıcı ve sanatsal kadınlar. Olağanüstü yetenekli oldukları için sevilip takdir ediliyorlar.”

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Peki, bu genç pop yıldızlarına bir şey söyleyecek olsa ne derdi? “Kimliğin bütün olarak önemli olduğunu unutmasınlar. Evde kim oldukları, sahnedeki kimlikleri kadar değerli. Ve ne söylenirse söylensin, bu dünyadaki varlıklarının sahne dışında da son derece kıymetli olduğunu bilmeleri çok önemli.”

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Röportajımız boyunca sık sık “radikal kabullenme” kavramı gündeme geliyor. Gaga’nın şu anda hayatına ve sanatına dair hislerini şekillendiren mesaj bu gibi görünüyor. “Kendimi cezalandırmayacağım” diyor. “Takdir edeceğim.” Bunun üzerine, daha önce kendini nasıl cezalandırdığını soruyorum. “Kaçmaya çalışarak” diyor ve ekliyor: “Eskiden çok içki ve sigara içerdim. Hep bir kaçış yolu arardım. Hep bir ‘kaçış rotası’ bulmam gerektiğini düşünürdüm. Ama artık bunu yapmıyorum. Şimdi yaşadığım hislerin içinde kalıyorum. Gerçekten o anı yaşıyorum. Bu kadar önemli bir kişisel deneyimi yaşadıktan sonra, bunu hayranlarımla paylaşmadan durmam mümkün değil.”

Hepimizin içinde sinsice bekleyen karanlıklarla ve bastırılmış duygularla yüzleşmek, Gaga’ya Alexander McQueen, Isabella Blow ve Daphne Guinness gibi sanatçılara olan hayranlığını hatırlatıyor. “Tarihte, şiirin karanlık tarafını yaşam iksiri gibi kullanan birçok olağanüstü sanatçı var” diyor. Gaga, bir dönem kendi içindeki karanlığın da nerede başlayıp nerede bittiğini bilmez hale geldiğini itiraf ediyor: “Karanlık her yanımı sarmıştı ve bu sürdürülebilir bir yaşam değildi.” “Yani artık içindeki karanlık kontrol altında mı?” diye soruyorum. “Evet, onu müziğe ve sahneye kanalize ediyorum. Ama günlük hayatımda…” “… brokoli mi yapıyorsun?” “Kesinlikle!”

Lady Gaga’nın bu yeni yaşam tarzının moda anlayışını nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek. ELLE çekimleri için kendi gardırobundan getirdiği parçalara bakılırsa, herkesin sevdiği o sıradışı kostümleri giyip bununla eğlenmekten vazgeçecek gibi görünmüyor. “Kendimi mümkün olduğunca rahat hissetmeye çalışıyorum, sürekli sahneye çıkacakmışım hissinden kurtulmaya çalışıyorum” diyor. “Hayatımın şu noktasında kıyafetlerimin içinde kendim gibi hissetmek istiyorum. Artık bu ne anlama geliyorsa… Ve bu his değiştikçe, onunla birlikte ben de değişmek istiyorum.”

Yeni canlı performanslarının sanatsal duruşuna gelince Gaga, konserlerine gelen hayranlarını hayal kırıklığına uğratmamak konusunda son derece titiz. “Herkes çok çalışıyor. Ailelerini geçindirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ve o zor kazandıkları parayı bana harcıyorlar. Benim tek istediğim, onlara layık bir iş çıkarabilmek.”

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Peki, turnelerin yorucu temposunda kendine nasıl bakıyor? Klasik yanıtlar veriyor: sağlıklı beslenme, egzersiz… Ancak Gaga’nın eklediği bir şey, pek az uluslararası pop yıldızından duyduğumuz türden: Sağlık ve mutluluk, onun deyimiyle “bütünsel bir yaşam sürmekten” geliyor. Bu, wellness ritüellerinden çok daha fazlası. “Chromatica Ball turnesinden büyük keyif aldım çünkü odak noktam tamamen gösteri değildi. Bulunduğum şehirde dışarı çıkıp yerel topluluğun bir parçası olmayı önemsedim.”

Aile, Gaga’nın hayatında her zaman bir denge unsuru olmuş. Ancak ilk kez, Michael’la kendi ailesini kurmayı düşündüğünü itiraf ediyor. “Aile, bir ağacın kökleri gibi” diyor. “Bazen karışık, bazen iyi sulanmış, bazen susuz… Aile, sizi siz yapan şeydir ve değişime duyduğunuz ihtiyacı da belirler.” “Bir çocuğun olsaydı” diye soruyorum bu sefer, o buzlu kahvesinden bir yudum alırken, “senin hakkında bir sanatçı ve insan olarak en çok neyi anlamalarını isterdin?” Kolay bir soru değil, ama Gaga dikkatlice düşünüp yanıt veriyor: “Sanatımın onlar için ne anlama geldiği tamamen onlara kalmış. Belki bunun dışında, sadece elimden gelenin en iyisini yaptığımı bilmelerini isterim. Yol boyunca sadık kalmaya çalıştığımı… Dünyaya gelen çocuklar için her şey çok yoğun. Ne düşünmeleri gerektiği, neye inanacakları, nasıl beslenecekleri onlara sürekli söyleniyor. Ben çocuklarıma kim olduklarını keşfetmeleri için alan açmak istiyorum.” Sonra şakayla karışık ekliyor: “Tabii pop yıldızı olmak isterlerse işler değişir. İşte o zaman içimdeki ‘kaplan anne’ devreye girer ve o fikre hemen bir son veririm.”

Altı yaşında bir çocuk annesi olarak, çocukların insanı nasıl da alıp yere sağlam bir şekilde indirdiklerinden bahsediyorum. Hatta Gaga’ya, kızımın yolladığı bir notu gösterecek kadar ileri gidiyorum. Cumartesi günü onu oyuncakçıya götürmek yerine Gaga’yla röportaj yapacağımı duyunca pembe kalemle bir kağıda şunları yazmış: “Lady Gaga, seni seviyorum ama en iyisi de sen değilsin.” Gaga kahkahalarla gülüyor ve yüzündeki sıcak ifadeyle, çocukların sahip olduğu o dürüstlük ve saflığı ne kadar sevdiğini söylüyor. “Evet” diyorum, “çocuklar insana sürekli tevazuyu öğretiyor.” Gaga neşeyle, “Tamamdır, ben hazırım” diyor, kağıt parçasını katlayıp ceketinin cebine koyarken. Gülüyoruz. Bunu, egosu fazla şişmeye başladığında çıkarıp okuyacağını söylüyor. Gaga’nın bu denli gelişmiş bir espri anlayışına sahip olması beni çok mutlu ediyor çünkü bu not tam tersi bir etki de yaratabilirdi!

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Bu fırsatı değerlendirip ona en sevdiği kendi meme’ini soruyorum. “‘Otobüs, kulüp, başka bir kulüp’ favorim” diyor. “Çünkü bu, nasıl sıkı çalıştığımla ilgili söylediğim bir şey ama komik bir şekilde yansıtılmış. İçinde tatlı bir gerçeklik var.”

Lady Gaga’nın 40 yaşına basmasına sadece 1 yıl var. Bugünlerde kendisiyle ilgili en çok neyi anlamaya çalıştığını soruyorum. “Bu garip bir cevap olabilir ama olayların biraz daha az benimle ilgili olmasını istiyorum. Kırklı yaşlarımda hayatımdaki insanlara nasıl daha iyi destek olabileceğimi keşfetmek istiyorum. Onlara nasıl daha fazla pozitiflik ve neşe katabileceğimi…” Gaga’nın “bütünsel hayat” tanımı çok net: “Ben, Michael ve çocuklarımız” diyor kesin bir ifadeyle. “Bazen insanlar artık sıkıcı olduğumu düşünecek diye endişeleniyorum ama dürüst olmak gerekirse, evet sıkıcıyım. Tanrı’ya şükür! Çünkü eskiden hayatımı uçurumun kenarında yaşıyordum. O şekilde yaşamaya devam etseydim ne olacağını bilmiyorum. Şimdi bu cevaplara sahip olduğum için bir yandan, ‘Ah, ne sıkıcı bir hikaye!’ diye düşünüyorum ama aslında bu cevapları verebildiğim için aynı zamanda minnettarım. Çünkü sonunda gerçekten beni mutlu eden şeyleri, mutluluk ve neşeyi yakaladım.”

Palto ve maske, MCQUEEN

Lady Gaga ile Radikal Kabullenme ve Yeni Albümü 'Mayhem' Üzerine

Yazı: Lotte Jeffs
Fotoğraflar: Gray Sorrenti
Styling: Pau Avia
İngilizceden Çeviren: Afife Selen Selçuk

Saç: Art Partner – Akki, Oribe ürünleriyle
Makyaj: Frankie Boyd – Streeters, Haus Labs ürünleriyle
Manikür: Miho Okawara
Styling Asistanı: Carlota Pascucci
Prodüksiyon: Viewfinders

Kaynak: Elle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir