Sarı Serum Tehlikesi: Aileleri Uyarıyor
Sarı Serum Tehlikesi Çocukları Vurdu
Son günlerde, Bakanlık tarafından uyarılar yapılan sarı serum tehlikesi çocuklara sıçradı. Bilinçsizce hızla iyileşmek amacıyla uygulanan sarı serum, maalesef çocukların hayatını kaybetmesine yol açıyor. Uzmanlar, aileleri bu konuda dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
Halk arasında “sarı serum” olarak bilinen ve genellikle vitamin ile ilaç içeren serumlar, bağışıklığı güçlendirmek adına kullanılmakta. Ancak bu serumların, evde sağlık hizmeti adı altında, bilinçsiz bir şekilde uygulandığı durumlar ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde sarı serum kullanan iki kişi hayatını kaybetti. Uzmanlar, sarı serum kullanımının artık çocuklara kadar indiğine dikkat çekerek, bu konuda hayati önem arz eden açıklamalarda bulundu.
TATD Çocuk Acil Çalışma Grubu Üyesi ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Şeyda Kaptan, “atom” ve “vitamin kokteyli” gibi kavramlarla pazarlanan bu serumların, doktor gözetimi olmadan yapılan hastane dışı uygulamalarının ciddi tehlikeler oluşturduğunu belirtti. Ayrıca, sosyal medya üzerinden kolaylıkla ulaşılabilen bazı firma ya da kişiler, 1500 liraya adrese teslim, içinde ağrı kesiciden vitaminlere kadar birçok ilaç bulunan kokteyl serumları sunmakta ve 300 liraya antibiyotik ile ağrı kesici içeren iğne hizmeti vermektedir. Bu tür uygulamalar, doktor muayenesi olmadan yapıldığı için, iyileşmek yerine hayati tehdit oluşturan durumlara yol açabiliyor.
“Serum İnanışı En Büyük Problem”
Dr. Kaptan, ‘Anne kız serumu’, ‘Çocuklara özel atom serum’ ve ‘Evde ateş düşürücü ağrı kesici serum’ gibi sloganlarla pazarlanan bu tedavilere özellikle kış enfeksiyonlarının arttığı dönemlerde sıkça başvurulduğuna dikkat çekti. “Kış sezonu, okul çağındaki çocuklarımızda ateş, soğuk algınlığı belirtileri, burun akıntısı ve yaygın kas eklem ağrısı gibi şikayetlerin artmasına neden oluyor. Acil servise başvurular da bu süreçte artış göstermekte. Asıl problem, serum talebindeki artış. Aileler, serumun sanki daha hızlı iyileşme sağlayacakmış gibi bir inançla geliyorlar. ‘Serum şifası’ inancı burada en büyük problem. Bir dönem ‘Çocuğum antibiyotiksiz iyileşmiyor’ diyen aileler şimdi ‘Serum almazsa iyileşmiyor; serum alsın’ demeye başladı. Aile içinde bu kadar konuşulmuş ki, 3 yaşındaki bir çocuğum ‘Bana serum tak, ben öyle iyileşirim’ diyebiliyor. Bunu çocuğun bilmemesi gerekiyor.”
“Tehlike Daha da Büyüyor”
Çocukta ciddi bir sıvı kaybı olmadığı sürece serumun faydasının olmadığını vurgulayan Dr. Kaptan, “Hatta içine eklenen ilaçlarla alerjik reaksiyon, vazovagal reaksiyon (şuur kaybı) ve ölüme bile varabilen anafilaktik şoklar gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Hastane dışı uygulamalar, ev içi ya da eczanelerde yapılan uygulamalar, sağlık kabinleri ve teçhizatsız sağlık üniteleri en tehlikeli olanlarıdır. Çünkü verdiğiniz her ilacın yan etki yapabilme potansiyeli bulunuyor. Hastanede bile serum takarken süreci gözlemliyoruz. Kontrolsüz bir ortamda serum takmak, büyük bir cesaret gerektiriyor. B1, B6, B12, C vitamini gibi vitaminler ekleniyor. Alerjik reaksiyonlar bu durumdan kaynaklanabiliyor. Ek olarak steroidler, antibiyotikler ve ağrı kesiciler de eklenebiliyor. Tüm bu ilaçların karışım halinde verilmesi, hangi ilaca karşı alerjik reaksiyon geliştiğini anlamayı zorlaştırıyor. İçeriğinde 6-7 farklı ilacın bulunduğu bu uygulamalardaki tehlike daha da büyüyor.”
TATD Çocuk Acil Çalışma Grubu Üyesi ve Acil Tıp Uzmanı Dr. Şeyda Kaptan, “Evde Kalbi Durup Zor Döndürülen Hastalar Oluyor” diyerek, çoğunlukla evde veya uygun olmayan hastane dışı ortamlarda serum taktıran çocukların alerjik reaksiyonlarla, solunumun baskılandığı ve kalbin durduğu durumlarla acil servise getirildiğini anlattı. Dr. Kaptan, “Örneğin, daha önce yaşadığımız bir vakada, evinde serum taktıran bir çocuk alerjik reaksiyon geçirdi. Evde uygulamayı yapan kişinin teçhizatı ve gerekli ilaçları yoktu. Çocuk evde kalp durması yaşadı. 112 ambulansla hastaneye getirildi. Solunumu baskılanmıştı ve hava yollarında ciddi bir ödem gelişmişti. Kalbi de durmuştu. Müdahalelerimizle birlikte, çok şükür onu hayata döndürdük ve entübe ettik; ancak sonrasında oluşabilecek hasarları düşünmek bile çok zor. Hekimin hastayı görüp değerlendirmesi ve tedavi sürecine alması burada en kritik unsur.”
Kaynak: Yasemin