Jinekolojik Muayene ve Rahim Ağzı Kanseri: Erken Tanı ve Önemi
Jinekolojik Muayene ve Kadın Sağlığı
Son yapılan araştırmalar, her 3 kadından birinin hiç jinekolojik muayene yaptırmadığını ortaya koymaktadır. Ülkemizde gerçekleştirilen bu araştırmalara göre, kadın sağlığı açısından kritik öneme sahip olan düzenli jinekolojik muayenelerin ihmal edilmesi, sağlık sorunlarının erken teşhis edilmesini engellemektedir. Ancak, kadın kanserlerinin büyük çoğunluğuna yönelik düzenli kontroller ve tarama testleri sayesinde, erken evrede tanı konulabilmekte ve tedavi sürecinde olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir.
Dünya genelinde en sık görülen kanser türlerinden biri olan rahim ağzı kanseri, ilişki sırasında ağrı, alışılmışın dışında renk ve kokuya sahip vajinal akıntı, pelvik bölgede sızı, ağrı ve bacaklarda şişlik gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Bu belirtiler, hastalığın erken evrede tanınması durumunda, tedavi ile olumlu sonuçlar alınabileceğini göstermektedir. Düzenli doktor kontrollerinin ertelenmemesi, hem hastalığın öncesinde hem de sonrasında uygulanacak tedavi süreçlerine olumlu katkı sağlamaktadır.
Rahim Ağzı Kanseri ve Erken Tanı
Rahim ağzı kanseri ve diğer kadın kanserlerinden korunmak veya erken evrede tanı almak için, kadınların adet düzenlerini takip etmeleri büyük önem taşımaktadır. Adet dönemlerinde meydana gelebilecek değişimleri gözlemlemek, varsa vajinal akıntılarını sık sık kontrol etmeleri ve bu durumu bir uzmanla paylaşmaları gerekmektedir. Düzenli olarak HPV testi veya Pap Smear testi yaptıran kadınlarda, erken teşhis ile başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
Görülme sıklığı artan lezyonlar asosyalliğe neden olabiliyor
Ülkemizde gerçekleştirilen ulusal rahim ağzı kanseri tarama programı sayesinde, her geçen gün daha fazla sayıda pozitif sonuç alan hasta kolposkopiye yönlendirilmektedir. Rahim ağzındaki lezyonlara genellikle 20’li yaşlardan itibaren tanı konulmaktadır. Lezyonların değerlendirilmesinde dikkate alınan önemli faktörler; hastanın yaşı, lezyonun derecesi, çocuk sahibi olma isteği ve düzenli kontrollerin sıklığıdır. Bu süreç, kişiyi hem psikolojik hem de sosyal açıdan etkileyebilir. Vajinal kanama, kötü kokulu akıntı gibi belirtiler taşıyan kadınlar, bazen sosyal ortamlardan uzaklaşma isteği hissedebilirler. Genellikle bu tür şikayetleri olan kadınların doktor kontrollerini ihmal etmeleri, mevcut bir kanserin ilerlemesine yol açabilmektedir.
Belirtiler ve Kanser Evreleri
Rahim ağzı kanserinde belirtiler, kanserin evresine göre değişiklik göstermektedir. Erken evrede görülen belirtiler arasında geçmeyen vajinal akıntı, kötü koku, ara kanamalar ve ilişki sonrası kanama yer alırken; ilerleyen evrelerde karın alt bölgesinde ağrı, sırta vuran ağrı, akıntıda ve kokuda artış, işeme ve dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, bacaklarda şişlik ve ağrı gibi daha ciddi semptomlar ortaya çıkabilir. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, kadın kanserlerinde de erken tanı konulması durumunda tedavi ile başarılı sonuçlar elde etmek mümkün olmaktadır. Bu nedenle, düzenli olarak yıllık kadın doğum muayenelerinin yapılması, erken tanı ve tedavi süreçlerinin başlatılmasında hayati önem taşımaktadır.
Erken Teşhis ve Tedavi İmkanları
Rahim ağzı kanseri genellikle orta yaşlardan sonra ortaya çıkmakta, erken evrelerde tanı konulup tedavi edilmesi durumunda yüksek iyileşme oranları göstermektedir. Rutin kontroller veya olağan dışı şikayetler sonucunda doktora başvuran kadınlarda rahim ağzı, görsel olarak değerlendirilmektedir. Tarama amaçlı olarak Smear veya HPV testi alınmaktadır. Bu testlerin pozitif çıkması durumunda, rahim ağzındaki şüpheli alanlar Kolposkopi cihazı ile incelenmektedir. Kolposkopi işlemi sırasında, gerekli görülürse şüpheli alanlardan biyopsi alınmaktadır. Biyopsilerin patolojik analizi ile erken evrede teşhis edilen kanserler, genellikle cerrahi tedavi ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle, erken teşhis ve düzenli kontrollerin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır.
(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)