Bahar Alerjileri ve Çocuk Sağlığı

Bahar Alerjileri ve Çocuk Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Hava sıcaklıklarının önümüzdeki günlerde yeniden artması beklenirken, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Çakmak Yılmaz, havaların ısınmasıyla birlikte çiçeklerin açacağını ve ağaçların yeşermeye başlayacağını belirtti. Bu durumun, alerji şikayetlerinin de artmasına zemin hazırlayacağını ifade etti. Alerji, normalde zararsız olan ev tozu akarları, polenler ve besinler gibi maddelere karşı vücudun gösterdiği abartılı bir tepki olarak tanımlanıyor. Dr. Yılmaz, “Bu abartılı tepki bazen tüm vücutta, bazen de vücudun belirli bölgelerinde ortaya çıkabilir. Gözde meydana gelirse alerjik konjonktivit, üst solunum yollarında ise alerjik rinit (saman nezlesi), akciğerlerde astım, ciltte ise ürtiker, egzama ya da kontak dermatit olarak adlandırılır” dedi.
“Her 10 Çocukta 1’inde Astım, Her 4 Çocukta 1’inde Alerjik Rinit Görülüyor”
Alerjik hastalıkların son yıllarda giderek artan sıklığının “hijyen hipotezi” ile açıklanmaya çalışıldığını belirten Uzm. Dr. Yılmaz, “Bu hipoteze göre, sosyal ve ekonomik gelişmelere paralel olarak hijyen standartlarının artması, doğal yaşamdan uzaklaşma, beslenme alışkanlıklarının değişimi, çekirdek aile yaşamı, hava kirliliği ve tütün dumanına maruz kalma gibi faktörler bağışıklık sistemimizde aşırı yanıt reaksiyonlarına sebep olmaktadır. Yapılan son araştırmalara göre, ülkemizde her 10 çocuktan birinde astım, her 4 çocuktan birinde ise alerjik rinit görülmektedir. Eğer ebeveynlerden biri alerjikse, çocuğun alerji geliştirme riski yaklaşık yüzde 30, her iki ebeveyn alerjikse bu oran yüzde 60’a çıkmaktadır” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Yılmaz, Belirtileri Sıraladı
Bahar alerjisinin başlıca nedeninin ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenler olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Yılmaz, polenlerin havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak biriktiğini belirtti. Bahar aylarında görülen burun akıntısı, hapşırık ve göz kaşıntısı gibi belirtiler halk arasında saman nezlesi (alerjik rinit) olarak bilinmektedir. Çocuklar, kaşıntı ve akıntı nedeniyle burunlarını avuç içleriyle sık sık yukarı kaldırdıklarını söyleyen Yılmaz, bu hareketin burun sırtında yatay çizgilenmelere yol açabileceğini belirtti. Bu duruma ise “alerjik selam” denir. Ayrıca, gözaltlarında da çizgilenme ve morarma gibi renk değişiklikleri görülebilir.
“Tedavinin İlk Adımı; Alerjenden Kaçınmaktır”
Alerjenden kaçınmanın alerji tedavisinin en önemli ilk adımı olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Yılmaz, korunma önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Maruziyetin tamamen engellenmesi zor olsa da, polenlerin havada en yoğun olduğu günlerde ve mevsim dönemlerinde bazı önlemler alınabilir.
- Rüzgarlı havalarda dışarı çıkmaktan kaçınılmalıdır.
- Pencerelerin kapalı tutulması önemlidir.
- Dışarıdan gelince elbiselerin değiştirilmesi ve banyo yapılması önerilmektedir.
- Gün içinde 10-16 saatleri arasında dış ortam aktiviteleri sınırlandırılmalıdır.
- Ev ve araba pencereleri kapalı tutulmalı, mümkünse polenleri tutabilen filtrelerin kullanıldığı havalandırma sistemleri tercih edilmelidir.
- Evin düzenli olarak ıslak biçimde silinmesi gerekmektedir.
- Dışarı çıkmak zorunlu ise yüz maskesi ve gözlük takmanın faydalı olacağı ifade edilmektedir.
Tüm bu önlemlere rağmen şikayetlerinde gerileme olmayan bireylere ise ilaç tedavisinin başlanması gerekebilmektedir.
Öte yandan, Uzm. Dr. Yılmaz, günümüzde havada bulunan polen ve sporların m3 havadaki miktarlarının volumetrik yöntemlerle tespit edilebildiğini belirtti. İzmir’de günlük polen durumunun Ege Üniversitesi ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yönetilen “İzmir Polen Alerji Bülteni” sitesi üzerinden takip edilebileceğini, bu sitede İzmir ili ve çevresi için atmosferdeki baskın polen türleri ve meteorolojik hava durumu tahminlerine göre güncellenmiş polen maruziyetlerinin izlenebileceğini ifade etti.