Moda

Milano Tasarım Haftası 2025: Yüksek Moda ve Tasarımın Buluşma Noktası

Salone del Mobile ya da halk arasında bilinen adıyla Milano Tasarım Haftası, 7 itibarıyla ‘daki geleneksel mekanına geri döndü. Üç yıl aranın ardından 2023 yılında tekrar takvime dahil olan bu etkinlik, tasarım dünyasında moda, sanat, gastronomi, müzik ve birçok farklı alanda birbirinden etkileyici deneyimler sunuyor.

Başlangıçta yalnızca mobilya ve tasarıma odaklanan Salone, zamanla moda, güzellik ve gastronomi gibi farklı sektörleri de kapsayan bir platform haline geldi. Son yıllarda büyük bir yüksek moda etkinliği olarak kendini yeniden tanımlayan Milano Tasarım Haftası, bu yıl ve Loro Piana gibi prestijli markaların etkinlikleri ve yeni ürün lansmanlarıyla dolup taşıyor. Geçen yıl Gucci, RIMOWA, ve LOEWE gibi markalar çağdaş koleksiyonlarını sergilerken, bu yıl Louis Vuitton, Prada ve Versace gibi lüks markalar ön plana çıkıyor. Milano Tasarım Haftası devam ederken, biz de favori moda markalarımızın projelerini derleyerek sizlere sunmak istedik.

Louis Vuitton İlk Ev Koleksiyonunu

markası Louis Vuitton, 2025 Milano Tasarım Haftası’nda büyük bir sürprizle karşımıza çıktı. Moda dünyasında kazandığı prestiji, şimdi de daha kapsamlı bir biçimde ev dekorasyonuna taşıyan bu lüks marka, Milano Tasarım Haftası’nda sunduğu ilk ev koleksiyonu ile dikkatleri üzerine çekti. Koleksiyon, Fransız zanaatkarlığının izlerini taşıyan işçilikleriyle öne çıkıyor.

Bu ilk ve yeni koleksiyon, ev tekstilinden mobilyaya, ürünlerinden aksesuar ve ev eşyalarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Detaylarda, Louis Vuitton’un ikonik monogram deseni ve markanın karakteristik tasarım dili ön planda. Louis Vuitton’un daha önce ev dekorasyonunda var olduğunu savunanlar için, “Objets Nomades” serisi sınırlı üretilen eşyalardan oluşuyordu.

Jimmy Choo’nun Gerçeklik ile Hayal Gücü Keşfi

Jimmy Choo, Harry Nuriev’in Crosby Studios’u ile iş birliği yaparak, arşivlik JC tasarımlarını sergileyen çarpıcı bir enstalasyona imza attı. Milano’daki Sant’Andrea mağazası, içinde donmuş bir podyumu andıran çarpıcı bir cam yapı ile dönüştürüldü.

Bu enstalasyon, Sandra Choi’nin kişisel arşivinden seçilen ikonik ve arketipsel Jimmy Choo ayakkabıları ile 3D yazıcı ile üretilmiş replikaları yan yana sergileyerek, gerçeklik ile hayal gücü arasındaki sınırları bulanıklaştırıyor. İzleyicilere form ve işlevin dinamik ilişkisini sorgulayan bir keşfe davet ediyor. Her bir ayakkabı, bu durağan zaman çizelgesinin bir parçası olarak konumlandırılmış ve izleyiciyi tasarımın evrimiyle zaman arasındaki ilişkiyi yeniden düşünmeye çağırıyor.

Versace Home 30. Yaşında

Lüks modanın yaşam tarzı alanındaki öncüsü Versace, kendini hiçbir zaman tek bir disiplinle ifade etmeyi yeterli görmedi. 2025 Salone del Mobile’de, markanın misafirleri, cesur yaşam tarzı inovasyonu ile dekorasyon kategorisine girişinin 30. yaşını kutlamaya davet ediliyor.

“The Versace Art of Living” teması ile evin kültürel ve yaratıcı mirasından ilham alan seçilmiş sembolik parçalar, yön belirleyen mobilya tasarımlarına, dekoratif objelere ve ev aksesuarlarına dönüşerek, markanın geleceğine uzanan yolu döşüyor. Marka ikonları, (ilk kez 2010 yılında tanıtılan çok katmanlı minderli oturma koltuğu Harem Chair gibi) ayırt edici bir bakış açısı ve çağdaşlık filtresinden geçerek yeniden hayat buluyor.

Saint Laurent Özel Bir Arşive Ev Sahipliği Yapıyor

Saint Laurent, Milano’daki Salone del Mobile kapsamında Charlotte Perriand’ın özel mobilya tasarımlarını yeniden sunuyor. “Saint Laurent — Charlotte Perriand” başlıklı sergi, ünlü Fransız mimar ve tasarımcının 1943 ile 1967 yılları arasındaki dört parçasına ev sahipliği yapacak. Her biri Saint Laurent kreatif direktörü Anthony Vaccarello tarafından seçilen bu parçalar, özel siparişle sınırlı sayıda üretilecek.

Sergide öne çıkan tasarımlar arasında, Perriand’ın 1962 yılında ikinci eşi Jacques Martin için tasarladığı “Rio de Janeiro” kitaplığı yer alıyor. Bu parça son 25 yılda yalnızca üç kez sergilenmiş. “Indochine koltuğu” (1943) ise, orijinalinin kaybolmuş olması nedeniyle, Saint Laurent tarafından yalnızca bir illüstrasyona dayanarak titizlikle yeniden üretildi. Ek olarak, 1963’te tasarlanan “Mille-feuilles” masa, daha önce yalnızca küçültülmüş bir model olarak var olmuştu; çünkü on katmandan ve iki farklı türde ahşaptan oluşan yapısı, üretim açısından son derece zorluydu. Serginin son parçası ise, Perriand’ın 1967’de Japon büyükelçisinin Paris rezidansı için tasarladığı özel bir kanepe. Bu tanıtım, Le Corbusier ile yaptığı iş birlikleri ve doğal malzemelere duyduğu tutkusuyla tanınan öncü Fransız mimar ve tasarımcı Perriand’ın mirasında önemli bir anı temsil ediyor.

Gucci, Bambunun Mirasındaki Rolünü Kutluyor

Gucci’nin yeni sergisi, markanın en tanınabilir kodlarından biri olan bambunun, markanın görkemli tarihindeki 80 yıllık rolünü keşfe çıkıyor. 16. yüzyıldan kalma Milano’daki Chiostri di San Simpliciano manastırında düzenlenen “Bamboo Encounters” sergisinin küratörlüğü, mimar Ippolito Pestellini Laparelli tarafından yapıldı. Sergi, bambunun kültürel ve yaratıcı anlamını, küresel sanatçılar ve tasarımcılar tarafından taze bakış açıları sunan yorumlamalarla vurguluyor. Multidisipliner eserler arasında heykeller, bambu sepetler ve uçurtmalar yer alıyor.

Efsaneye göre, Guccio Gucci, Arno Nehri boyunca yürürken bambu filizlerinden oluşan demetleri görüp, II. Dünya Savaşı sonrası hammadde kıtlığı nedeniyle bambunun alternatif bir malzeme olabileceğini düşünmüş. Bu, markanın kurucusu tarafından birkaç yeniliğe yol açmış ve imza niteliğindeki Gucci Bamboo 1947 çantasını da içermektedir. Şimdi ise şirket, bu mirası kutlayan “Gucci | Bamboo Encounters” sergisiyle Milano Tasarım Haftası ve Fourisalone 2025’e .

Tod’s’un İtalyan Zanaatkârlarına Duruşu

Tod’s, ikonik Gommino modelini “Italian Hands – Artisanal Stories From Italy (İtalya’dan Zanaatkâr Hikâyeleri)” adlı bir kitapla kutluyor. Her bir çift Gommino, Tod’s’un dünya çapında uzun süredir savunduğu zanaatkâr zekasını ve üstün kaliteyi yansıtıyor.

Italian Hands, İtalya’nın hikâyesini zanaatkârlarının elleri ve yaşatmak için onlarla birlikte çalışan, zarafetleri ve estetikleri ile tanınan kişilerin yüzleri üzerinden anlatıyor. “Made in Italy” mükemmelliğine ve İtalyan yaşam tarzına bir övgü niteliğindeki bu kitap, geçmişe bir saygı duruşu niteliğinde olmasının yanı sıra, nesiller arasında bir köprü işlevi görüyor ve zanaatkârlığın gelecekte de hayati bir rol oynayacağını vurguluyor. Ustalarından öğrenen genç zanaatkârlar, Made in Italy mirasını taze fikirler ve yeni vizyonlarla sürdürüyor; İtalya’yı kalite ve zarafetin simgesi olarak yaşatmaya devam ediyorlar.

Prada Frames’in Dördüncü Edisyonu

Bu yıl, Prada Frames “In Transit” başlığıyla hem insanları hem de düşünceleri hareket ettiren altyapıyı inceledi. 2025 edisyonu, altyapıyı dinamik ve çok yönlü bir sistem olarak ele alıyor; bu sistem, insanların, malların, verilerin veya gücün hareketini sağlamak, sınırlamak ve şekillendirmekle ilgili…

Tasarım ve araştırma stüdyosu Formafantasma tarafından küratörlük edilen etkinlik, Milano’nun Salone del Mobile etkinliğiyle eş zamanlı olarak düzenlendi. Tartışmalar için belirlenen mekanlar arasında, yakın zamanda restore edilen ve Gio Ponti ile Giulio Minoletti tarafından tasarlanan 50’ler tarzı Arlecchino treni ve bir zamanlar kraliyet ailesi ve devlet başkanları için ayrılan, Milano Merkez İstasyonu’ndaki süslü bekleme salonu Padiglione Reale bulunuyor. Dördüncü edisyonuyla düzenlenen Prada Frames, entelektüel sorgulama ve disiplinlerarası diyalogların ilerleme için araçlar olabileceği inancına dayanan yıllık bir seminer niteliği taşıyor.

Loewe Çaydanlıkları

Jonathan Anderson’ın Loewe’den ayrılmasının etkisinden hâlâ tam olarak çıkamamış olsak da, markadaki mirasından son kez keyif alabiliriz. Milano’daki Salone del Mobile için Jonathan Anderson küratörlüğünde gerçekleşen “Loewe Teapots” sergisi, 25 uluslararası ünlü sanatçı, tasarımcı ve mimarın tasarladığı çaydanlıkları içeriyor. Her biri, sıcak içecek kabınının yalnızca görünümünü değil, aynı zamanda çay yapma geleneğini ve bunu kutlayan farklı kültürleri de yeniden hayal etmişler.

Sanatçılar: Laia Arqueros, Sam Bakewell, Lu Bin, David Chipperfield, Minsuk Cho, Tommaso Corvi Mora, Madoda Fani, Fattal, Suna Fujita, Naoto Fukasawa, Inchin Lee, Dan McCarthy, Shozo Michikawa, Chen Min, Akio Niisato, Walter Price, Takayuki Sakiyama, Wang Shu, Rosemarie Trockel, Patricia Urquiola, Edmund de Waal, Rose Wylie, Deng Xiping, Masaomi Yasunaga, Jane Yang-d’Haene.

Miu Miu Edebiyat Kulübü

Geçen yıl Miu Miu, “Writing Life” başlıklı bir programla Edebiyat Kulübü’nü başlatmıştı. Bu yıl, Miuccia Prada’nın yönetiminde gerçekleştirilecek ikinci edisyon “A Woman’s Education” (Bir Kadının Eğitimi), kızlık dönemi, aşk ve cinsel eğitim konularını iki uluslararası edebiyat ustasının eserleri üzerinden keşfedecek.

İlk eser, Simone de Beauvoir’ın “The Inseparables” (Ayrılmazlar) adlı kitabıdır; bu eserde yazar, bir kız çocuğunun kadınlığa geçiş sürecini ve bu süreçte kadın arkadaşlığının öz-kendilik belirleme üzerindeki önemini anlatıyor. İkinci önemli eser ise Fumiko Enchi’nin “The Waiting Years” (Bekleyen Yıllar) adlı kitabıdır; yazarın kendi ülkesinde yayımlanan ilk cinsel kimlik üzerine açık bir anlatı olan bu eser, kadınların cinselliğine dair derin bir inceleme sunuyor.

Loro Piana ve Dimoremilano’nun Kurgusal Evi

Loro Piana, Milano’daki lüks markasının genel merkezine adım atan çileri, mobilya stüdyosu Dimoremilano ile iş birliğiyle yarattığı bir enstalasyonla karşıladı. “La Prima Notte di Quiete” adlı proje, 70’ler ve 80’lerden ilham alan tasarım arketiplerinden esinleniyor. Dimoremilano tarafından Loro Piana için tasarlanmış mobilyalar, Loro Piana koleksiyonu The Art of Good Living’den parçalar ve Milano galerilerinden sanat eserleriyle sinematik bir şekilde sahnelenmiş kurgusal bir ev sunuyor.

Etro Arnica Kumaşı 40. Yaşında

Etro, 40. yılını kutlayan ikonik Arnica kumaşı için hazırladığı “5 threads, 40 years (5 İp, 40 Yıl)” adlı sergiyi sundu. Sergi, Pazar gününe kadar Via Pontaccio’daki Etro butiğinde sergileniyor. İkonik kumaş, beş parlak ipten yapılmış ve organik, toprak tonlarında bir paisley jakar dokusu ile örülmüş olup, özel bir kaplama sürecinden geçirilerek dayanıklı hale getirilmiş. Bir yolculuk olarak tasarlanan sergi, üç karanlık odada açılıyor. Birbirine bağlanan her alan, farklı bir aşamaya adanmış: yaratım, ikon ve yolculuk.

La DoubleJ, Yeni Showroom’unu Tanıttı

Bu yıl 10. yıl dönümünü kutlayan Milano merkezli marka, şehrin Navigli bölgesinde yeni bir genel merkez açtı. “LDJ Starquarters” adlı beş katlı bina, pozitif enerjiyi kullanmaya odaklanacak. Marka, kutlama amacıyla Salone del Mobile özelinde sadece bir hafta boyunca yeni showroomunun kapılarını görmek isteyenlere açıyor. Burada, tamamen “Made in Italy” ev eşyalarının yer aldığı özel bir Design Week enstalasyonunda tüm evrenini keşfedebiliyorsunuz. La DoubleJ, ayrıca Napoli Rosa ev eşyaları koleksiyonunun yeni versiyonlarını da piyasaya sürüyor.

Kaynak: Elle

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir