Sezaryen Doğum Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Normal doğum korkusu yaşayan pek çok hamile, sezaryen doğumu tercih etmektedir. Sezaryen, normal doğum kadar faydalı olmasa da bazı durumlarda hayat kurtarıcı bir yöntem olabilir. Sezaryenle ilgili bilinmesi gereken önemli noktaları derledik. Sezaryen nedir? Doğum nasıl gerçekleştirilir? Sezaryen ile kaç kez doğum yapılabilir? Sezaryenin avantajları ve dezavantajları nelerdir? Sezaryen doğum sonrası dikiş izi kalır mı? İşte bu soruların yanıtları…

Normal doğum, sezaryen, epidural doğum, suda doğum, ayakta doğum ve prenses doğum gibi çeşitli doğum yöntemleri arasında en sağlıklı olanı, doğal doğum olarak bilinen normal doğumdur. Uzmanlar, anne ve bebek sağlığı için herhangi bir risk bulunmadığı sürece normal doğumun tercih edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Normal doğumun anne ve bebek için birçok faydası olduğu ifade edilmektedir.

İlk kez anne olacak kadınlar, daha önce böyle bir deneyim yaşamadıkları için çevrelerinden duydukları olumsuz hikayelerle normal doğum korkusu yaşayabilirler. Bu korku, onları daha az ağrılı ve sancısız doğum yöntemlerine yönlendirebilir. Sezaryen doğum, her ne kadar anne ve bebek için tehlikeli olmasa da, normal doğum kadar faydalı değildir. Bebeğin pozisyonu, örneğin bebeğin eşinin önde olması veya ters duruş pozisyonları gibi durumlar, normal doğumda sorun yaratabileceği için zorunlu sezaryen ile doğum yapılabilmektedir.

Sezaryen Nedir? Sezaryen Doğum Ne Zaman Yapılır?

Sezaryen doğum, anne karnında büyüyüp gelişen bir bebeğin, dış dünyaya sağlıklı bir şekilde gözlerini açması için yapılan cerrahi bir işlemdir. Genellikle 40 hafta süren hamilelik döneminin sonunda, eğer anne ya da bebek için bir risk söz konusuysa, anne karnında bir kesi açılarak gerçekleştirilir. Sezaryen doğum işlemi, anestezi altında yapılır; bu anestezi genel anestezi veya epidural anestezi şeklinde olabilir. Genel anestezide hasta tamamen bayıltılırken, epidural anestezide belden aşağısı uyuşturulur ve anne uyanık kalır.

Hamileliğinin 37. haftasını tamamlamış olan ve tıbbi gereklilik nedeniyle sezaryen doğumu planlanan kadınlar, genellikle 39. haftada sezaryen işlemi için hazır hale gelir. Doktor, doğum tarihini belirlerken ideal zamanın 39 hafta 0 gün olduğunu dikkate alır.

Sezaryen Öncesi Hazırlıklar

Sezaryen doğumu yapılacak olan anne adayları için çeşitli hazırlıklar gereklidir. İlk olarak, bebeğin kalp atışları dinlenir ve acil bir durumda müdahale için anne adayından kan alınır. Ardından, sezaryen kesisinin yapılacağı bölgedeki tüyler temizlenir ve antibiyotik uygulanır. İsteğe bağlı olarak, idrar yoluna sonda yerleştirilebilir. Daha sonra, ameliyata girmeden önce önlükler giyilir. Normal doğumda kullanılan sakinleştirici ilaçlar, sezaryen doğumda kullanılmaz. Seçilen anestezi yöntemine göre hazırlıklar tamamlanır ve uyutma işlemi başlatılır.

Sezaryen Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Sezaryen doğumu, genital bölgenin biraz üst kısmında yatay bir kesi açılarak başlar. Bu kesi ile karın katmanları sırasıyla açılır ve en son rahme ulaşılır. Rahmin kesilmesiyle birlikte bebek dışarı çıkarılır. Bebeğin göbek kordonu kesildikten sonra plasenta da çıkarılır. İşlem, ortalama 20-45 dakika sürer ve dikişler eriyen ipliklerle kapatılır. Dikiş bölgesi, bandajla kapatılarak temizlenir.

Sezaryen Sonrası Süreç

Ameliyattan yaklaşık 6-8 saat sonra, doğum yapan annenin yürütülmesi istenir. Bunun sebebi, ameliyat sonrası yavaşlayan bağırsakların çalışmasını hızlandırmak ve kan pıhtılarını önlemektir. İlk günlerde, özellikle bebeği emzirme esnasında kramp veya kasık ağrısı yaşanabilir. Enfeksiyon riskini azaltmak için koruyucu antibiyotikler verilir. Ayrıca, doğum sonrası cinsel ilişki önerileri, uzmanlar tarafından lohusalık döneminin bitiminden yaklaşık 6 hafta sonrasına kadar sürdürülmektedir.

Sezaryen Dikiş İzi Kalır mı?

Sezaryen sonrası dikiş izi, birçok kadını rahatsız edebilir. Hamilelik sırasında alınan fazla kilolar ve ciltte oluşan çatlaklar, karın germe ameliyatı gibi estetik müdahaleleri gerektirebilir. Bu tür estetik operasyonlar, özellikle yaz aylarında tercih edilmektedir. Sezaryen doğumundaki dikişlere benzer bir kesi ile yapılır ve karın, gerilerek yeniden şekillendirilir. Uzmanlar, sezaryen sonrası estetik operasyon için en az 6 ay beklenmesi gerektiğini, aksi halde komplikasyonların ortaya çıkabileceğini belirtmektedir.

Sezaryen ve Otizm Riski

Yapılan araştırmalar, sezaryen doğumun otizm riskini artırabileceğini göstermektedir. Ancak, uzmanlar bu riskin genel olarak düşük olduğunu ifade etmektedir. Sezaryen, gerekli durumlarda doktor tavsiyesiyle tercih edildiğinde, hem anne hem de bebek sağlığı için etkili bir yöntem olarak kabul edilmektedir. Sezaryen ve otizm arasındaki ilişki karmaşık bir konu olup, daha fazla araştırma gerektirmektedir.

Sezaryenle Kaç Kez Doğum Yapılabilir?

Sezaryen doğumu gerçekleştiren kadınlar, en fazla kaç kez bu yöntemi kullanabileceklerini merak etmektedir. Uzmanlar, genellikle üçüncü sezaryenden sonra, karın içindeki yapışıklıkların artabileceğini ve doğumun zorlaşabileceğini belirtmektedir. Üst üste yapılan sezaryenler, bebeğin eşinin rahme yapışma riskini artırabilir. Bu nedenle, özellikle dördüncü sezaryen oldukça riskli kabul edilmektedir. Normal doğum, hem anne hem de bebek sağlığı için en ideal yöntemdir; bu nedenle gereksiz yere sezaryen tercih edilmemelidir.

Sezaryen Sonrası Doğum

Sezaryen doğum yapan kadınlar, sonraki hamileliklerinde doğum yöntemlerini nasıl seçeceklerini düşünmektedir. İlk doğumda yapılan sezaryen sonrası, ikinci doğumda normal doğum yapma olasılığı bulunmaktadır. Ancak, her iki doğum arasında en az 12 ay geçmesi önerilmektedir. Uygun doğum aralığı, genellikle 2 yıl olarak kabul edilmektedir.

Sezaryen Doğumun Tetiklediği Sağlık Sorunları

Sezaryen doğum, bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Yapılan araştırmalar, astım hastalığı riskinin, özellikle orta ve yüksek gelirli ülkelerde, sezaryen doğumu tercih eden annelerin bebeklerinde %20 daha fazla olduğunu göstermektedir. Normal doğumla dünyaya gelen bebekler, annenin faydalı mikroplarıyla temas ederek daha sağlıklı bir bağışıklık sistemi geliştirebilir. Sezaryen ile doğan bebekler ise bu mikroplardan yoksun kalmaktadır ve bu durum ileride otoimmün hastalıkların gelişmesine zemin hazırlayabilir. Ayrıca, diyabet gibi sağlık sorunları da sezaryen doğum sonrası bebeklerde görülebilen riskler arasında yer almaktadır.